irdele|mek |
< ETü irte- izlemek, aramak +AlA- < ETü iz +dA- |
|
irfan |
~ Ar ˁirfān عِرْفَان [#ˁrf fiˁlān msd.] bilme, bilgi, özellikle pratik bilgi, usul ve örf bilgisi < Ar ˁarafa عَرَفَ bildi, tanıdı, ayırt etti |
|
iri |
<< ETü érig/irig büyük, kaba < ETü ér- yetişmek, olmak +I(g) |
|
iridyum |
~ YLat iridium bir element ☼ (İlk kullanım: Smithson Tennant, İng. kimyacı (1761-1815).) < EYun íris, irid- ίρις, ιριδ- gökkuşağı +ium |
|
irin |
<< ETü iriŋ/yiriŋ cerahat, çürüme < ETü irin- çürümek +I(ğ) |
|
iris |
[ TDK, Türkçe Sözlük, 1. Baskı, 1945] ~ Fr iris 1. gözün renkli kısmı, 2. süsen bitkisi ~ EYun íris, irid- ίρις, ιριδ- 1. gökkuşağı, 2. gökkuşağı renklerinde olan her şey, gözün renkli kısmı, süsen çiçeği << HAvr *wī-rid- kavis, kuşak < HAvr *weh₁i̯- (*wī-) kıvırmak Not: Rizomlu bir bitki olan süsene “çiçeklerinin renk zenginliğinden ötürü” iris adı verildiği tezi doğrulanmaya muhtaçtır. Karş. EYun ʰríza "kök". Bu maddeye gönderenler: iridyum 10.12.2015 |
|
irite |
~ Fr irriter taciz veya tahriş etmek ~ Lat irritare a.a. < Lat in+1 ritare kaşımak |
|
irkil|mek |
< ETü irik-/irk- tiksinmek, korkarak kaçmak, yalnız kalmak +Il- < ETü ir- nefret ve bulantı duymak, sıkılmak +Ik- |
|
irmik |
<< OTü yırmık/yarmık kırık buğday < ETü yar-/yır- yarmak, kırmak +mUk |
|
iroko |
~ İng iroko tropik Afrika'ya özgü bir ağaç, chlorophora excelsa ~ Esan uloko a.a. |
|
ironi |
~ Fr ironie kinaye, alaylı anlatım ~ EYun eirōnía ειρωνία bilmezden gelme, ikiyüzlülük etme, asıl maksadını gizleme <? EYun eírō είρω söyletmek +ia << HAvr *wér-i̯e- < HAvr *werh₁- (*wer-) söylemek |
|