irite |
~ Fr irriter taciz veya tahriş etmek ~ Lat irritare a.a. < Lat in+1 ritare kaşımak |
|
irkil|mek |
< ETü irik-/irk- tiksinmek, korkarak kaçmak, yalnız kalmak +Il- < ETü ir- nefret ve bulantı duymak, sıkılmak +Ik- |
|
irmik |
<< OTü yırmık/yarmık kırık buğday < ETü yar-/yır- yarmak, kırmak +mUk |
|
iroko |
~ İng iroko tropik Afrika'ya özgü bir ağaç, chlorophora excelsa ~ Esan uloko a.a. |
|
ironi |
~ Fr ironie kinaye, alaylı anlatım ~ EYun eirōnía ειρωνία bilmezden gelme, ikiyüzlülük etme, asıl maksadını gizleme <? EYun eírō είρω söyletmek +ia << HAvr *wér-i̯e- < HAvr *werh₁- (*wer-) söylemek |
|
irrasyonel | ||
irredantizm |
~ Fr irrédentisme yabancı ülke yönetimindeki soydaşları gerekçe ederek yayılma siyaseti ~ İt irredentismo a.a. < İt (terra) irredenta kurtarılmamış (topraklar) +ism° < Lat in+2 redimere, redempt- geri almak, kurtarmak + Lat re+ emere, empt- almak << HAvr *h₁em- (*em-) almak |
|
irs |
~ Ar irṯ إرث [#wrs̠ fiˁl ] varis olma, miras edinme, miras olan şey ≈ Ar wariṯa ورث miras edindi (≈ İbr yarūşa יְרוּשׂה [#yrş] miras ) |
|
irsaliye |
< Ar irsāl إرسال [#rsl ifˁāl IV msd.] gönderme +īya(t)1 < Ar rasala رَسَلَ saldı, gönderdi |
|
irşat |
~ Ar irşād إرشاد [#rşd ifˁāl IV msd.] yol gösterme < Ar raşada رَشَدَ doğru yola gitti |
|
irtibat |
~ Ar irtibāṭ إرتباط [#rbṭ iftiˁāl VIII msd.] bağlantılı olma, bağlantı < Ar rabaṭa ربط bağladı |
|