iskân |
~ Ar iskān إسكان [#skn ifˁāl IV msd.] konaklatma, yerleştirme, sakinleştirme < Ar sakana سَكَنَ durdu, dindi, ikamet etti |
|
iskandil |
~ İt scandaglio deniz derinliği ölçmeye mahsus düğümlü ip, ölçek << OLat *scandaculum ölçek |
|
iskarpela |
~ İt scalpello / Ven scarpèlo ağaç yontma bıçağı, kalemtraş ~ Lat scalpellum/scalprum a.a. < Lat scalpere/sculpere yontmak +ell° |
|
iskarpin |
~ Fr scarpin / İt scarpino [küç.] hafif ayakkabı < İt scarpa ayakkabı, özellikle tahtadan yontulmuş pabuç, sabo +in°2 |
|
iskat |
~ Ar isḳāṭ إسقاط [#sḳṭ ifˁāl IV msd.] düşürme < Ar saḳaṭa سَقَطَ düştü |
|
iskele |
"rıhtım" [ Neşrî, Kitab-ı Cihannümâ, 1492] ~ İt scala basamak, merdiven, gemilerin yanaştığı rıhtım << Lat scālae basamak, merdiven << ALat *scand-sla < Lat scandere basamak çıkmak, tırmanmak << HAvr *skendʰ- basmak, tırmanmak Benzer sözcükler: iskele sancak Bu maddeye gönderenler: asansör, eşantiyon (iskandil, şablon), eşel mobil, eskalasyon, scanner, skala, skandal, transandant 07.04.2019 |
|
iskelet |
~ Fr squelette a.a. ~ EYun skeletón σκελετόν 1. kuruyup büzüşmüş şey, ceset, 2. iskelet < EYun skéllomai σκέλλομαι kurumak, sertleşmek +t° << HAvr *(s)kelh1- kurumak |
|
iskemi |
~ Fr ischémie kan dolaşımında duraklama ~ EYun isχaimía ισχαιμία a.a. § EYun ísχō ίσχω durdurmak, tutmak + EYun ʰaíma ἁῖμα kan +ia |
|
iskemle |
~ Yun skamníon σκαμνίον tabure, banko, sırtsız sandalye ~ Lat scabellum/scabillum a.a. +ion < Lat scabere yontmak +ell° |
|
iskender |
< öz İskender Bursa'da bir kebapçı dükkânı adı ~ Ar al-iskandar الإسكندر bir erkek adı, özellikle Büyük İskender ~ EYun aléksandros αλέξανδρος «er savan», a.a. § EYun aleksō αλεξω defetmek, kovmak, savmak + EYun anēr, andr- ανηρ, ανδρ- erkek, adam, er |
|
iskete |
~ Yun skathí σκαθί bir tür ötücü kuş, carduelis spinus << EYun skánthos σκάνθος a.a. |
|