kale |
~ Ar ḳalˁa(t) قلعة [#ḳlˁ faˁla(t) mr.] hisar, kale, müstahkem yer (≈ OFa *kalak a.a. ) ~ Akad kalakku a.a. |
|
kale al|mak |
~ Ar ḳāl قال [#ḳwl] söz < Ar ḳāla söyledi, dedi |
|
kalebent |
§ Ar ḳalˁa(t) قلعة kale + Fa band بند bağ, bağlı, (mec.) mahpus |
|
kaleidoskop |
~ Fr kaléidoscope / İng kaleidoscope mercek, ayna ve renkli kırpıntılar yardımıyla güzel şekiller oluşturan bir düzenek ☼ (İlk kullanım: 1817 Brewster, İng. mucit.) § EYun kalli+ καλλι güzel + EYun eîdos εῖδος şekil, görüntü + EYun skópos σκόπος gösteren |
|
kalekol |
|
|
kalem |
[ Kutadgu Bilig, 1069] ~ Ar ḳalam قلم [#ḳlm faˁal ] kamış, kamış kalem ~ Aram ḳalamos קֶלֶמוס a.a. ~ EYun kálamos κάλαμος a.a. Not: Kuran'da birçok yerde "yazı aracı" anlamında kullanılan sözcük, Al-İmran 44'te "kamış çubuk" (Yun rhábdoi) anlamındadır. (Jeffery sf. 242.) • Lat calamus "kamış, kalem" Yunancadan alıntıdır. Eth ḳalamā "kalem" 5. yy dolayında Süryanice üzerinden alınmıştır. Sans kalama (a.a.) MÖ 1. ila MS 6. yy arasına tarihlenir ve muhtemelen bir Ortadoğu dilinden alınmıştır. • Osmanlıca kullanımda "büro" anlamına 18. yy sonlarından itibaren rastlanır. Benzer sözcükler: çalakalem, ceffelkalem, kalem aşısı, kalem efendisi, kalemiye, kalemlik, kurşun kalem, mahkeme kalemi 25.10.2019 |
|
kalemkâr |
|
|
kalemşor |
§ Ar ḳalam + Fa şōr شور iyi kullanan |
|
kalemtıraş |
§ Ar ḳalam قلم kalem + Fa tarāş تراش yontan |
|
kalender |
< öz (Ar) ḳalandarī قلندريّ 11. yüzyılda İran'da ortaya çıkan derviş tariki, Bektaşiliğin müfrit kolu |
|
kalfa |
~ Ar χalīfa(t) خليفة [#χlf faˁīlā(t) sf. fem.] birinin yerine geçen, vekil, halife |
|