karar |
~ Ar ḳarār قرار [#ḳrr faˁāl msd.] 1. durma, sabit olma, istikrar, 2. tereddüd zıddı, kesin hüküm veya tercih < Ar ḳarra قرّ durdu, kaldı, karar kıldı, karar verdi |
|
karar|mak |
<< ETü karar- karalaşmak, karanlık olmak < ETü kara +Ar- |
|
karargâh |
~ Fa ḳarārgāh قرارگاه durma yeri, makam, mesken § Ar ḳarār قرار durma, konaklama + Fa gāh گاه yer |
|
karartı |
<< OTü-KT karaldu karalık, gölge < TTü karal- +dU |
|
karat |
~ Fr carat elmas ve değerli taşlarda tartı birimi ~ Ar ḳirāt قرات a.a. |
|
karate | ||
karavan |
~ İng caravan 1. deve kervanı, katar, 2. römork, atla veya motorlu araçla çekilen portatif barınak ~ OLat caravana kervan ~ Fa kārwān a.a. |
|
karavana |
~ İt caravana χαριβάνα kervan ~ Fa kārvān a.a. |
|
karavaş |
<< ETü kara baş «kara kafalı», köle, cariye |
|
karavel |
~ İt caravella / Fr caravelle bir tür yelkenli gemi ~ Port caravela [küç.] a.a. < OLat carabus bir tür küçük tekne +ell° (Kaynak: LF sf. §161)~ EYun kárabos κάραβος 1. kabuklu böcek, 2. bir tür küçük tekne |
|
karbon |
~ Fr carbone bir element, saf kömür ~ Lat carbo, carbon- odun kömürü < HAvr *kr̥- < HAvr *ker-² ateş, yakmak |
|