kekik |
≈? Fa kākul/kākūti كاكل/كاكوت yabani zahter ≈? Sans kukuṭa कुकुट yenebilen bir ot (marsilea quadrifolia?) |
|
keklik |
<< ETü keklik eti yenen bir kuş, perdrix ≈ TTü geğrik/gekrik/geklik geğirme, hıçkırık < ETü kekir- geğirmek, hıçkırmak |
|
keko |
~ Kürd keko ağabey (hitap şekli) < Kürd kek ağabey ≈ Fa kākā كاكا a.a. |
|
kekre |
<< ETü kekre ekşi veya acı (tat) |
|
kel |
~ Fa kal كل kellik hastalığı, bu hastalıktan dolayı saçı dökülmüş kimse ≈ Ave kaurva a.a. << HAvr *kl̥H-wó-s (*kl̥-wó-s) kel, kafatası |
|
kel alaka |
[ Milliyet - gazete, 1984] ~ Fr qu'est-ce que l'alaka alaka nedir? ne alaka? → alaka Not: Oyuncu Ferhan Şensoy'un 1978 dolayında ürettiği bir espriden yaygınlaşmıştır. Aslı keskelalaka olup, kel alaka bundan kısaltılmıştır. 06.01.2016 |
|
kelam |
~ Ar kalām كلام [#klm faˁāl msd.] 1. söz, 2. İslami teoloji ilmi < Ar kalama كلم konuştu, söyledi |
|
kelaynak |
< TTü aynak/inak bir tür kuş |
|
kelb |
~ Ar kalb كَلْب [#klb] köpek ≈ İbr keleb כֶּלֶב [#klb] a.a. ≈ Akad kalbu a.a. |
|
kelebek |
<< OTü kepelek kelebek < ETü kepeli a.a. +Ak |
|
kelecoş |
~ Erm galacaş կալաճաշ «harman yemeği», bir tür karma yemek § Erm gal կալ harman yeri + Erm caş ճաշ yemek |
|