kelam |
Arapça klm kökünden gelen kalām كلام "1. söz, 2. İslami teoloji ilmi" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça kalama كلم "konuştu, söyledi" fiilinin faˁāl vezninde masdarıdır. |
|
kelaynak |
Türkiye Türkçesi aynak veya inak "bir tür kuş" sözcüğünden türetilmiştir. |
|
kelb |
Arapça klb kökünden gelen kalb كَلْب "köpek" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük İbranice klb kökünden gelen aynı anlama gelen keleb כֶּלֶב sözcüğü ile eş kökenlidir. Bu sözcük Akatça aynı anlama gelen kalbu sözcüğü ile eş kökenlidir. |
|
kelebek |
Orta Türkçe kepelek "kelebek" sözcüğünden evrilmiştir. Türkçe sözcük Eski Türkçe aynı anlama gelen kepeli sözcüğünden Türkiye Türkçesinde +Ak ekiyle türetilmiştir. |
|
kelecoş |
Ermenice galacaş կալաճաշ "«harman yemeği», bir tür karma yemek" sözcüğünden alıntıdır. Ermenice sözcük Ermenice gal կալ "harman yeri" ve Ermenice caş ճաշ "yemek" sözcüklerinin bileşiğidir. |
|
kelek1 |
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler) "?" [ Gazavat-ı Sultan Murad, 1451 yılından önce]felege kelek ve sīmurġa siŋek demeyüb güstāχāne geçüb ḳarār eyledi. "ham kavun veya karpuz" [ Evliya Çelebi, Seyahatname, 1665]bostanlarda kabak ve karpuz kelekleri nice yatırsa kelle-i küffār hāksār olup öyle yatır [ Asım Ef., Burhan-ı Katı terc., 1797]كالك kālak: Mâlek vezninde ham kavun ve karpuza denir. Türkîde tahfifle kelek ve pek küçüğüne divlek denir. Köken Farsça kālak كالك "ham meyve, özellikle kavun" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Farsça kel "kelle, saçsız baş" sözcüğünden türetilmiş olabilir; ancak bu kesin değildir.20.06.2018 |
|
kelek2 |
Arapça kalak كلك Chicago Assyrian Dictionary sf. 8.62) Bu sözcük Sumerce ka.lá sözcüğünden alıntıdır. "Fırat ve Dicle nehirlerine özgü sal" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Akatça kalakku "1. kesik piramit, 2. tahıl deposu, silo, 3. bir tür oturak, 4. sal" sözcüğünden alıntıdır. (Kaynak: |
|
kelepçe |
Farsça kalābçe كلبچه "halkacık, küçük sargı" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Farsça kalāb كلب "sargı, kangal, halka şeklinde sarılı ip" sözcüğünün küçültme halidir. |
|
kelepir |
Bu sözcüğün kökeni belirsizdir. |
|
keler |
Eski Türkçe keler "kertenkele" sözcüğünden evrilmiştir. |
|
keleş |
Kürtçe (Kurmanci) keleş "haydut, eşkiya" sözcüğü ile eş kökenlidir. Bu sözcüğün kökeni belirsizdir. |
|