kuytu |
~ Moğ qoitu art, gün görmeyen taraf, kuzey < Moğ qoi- arka, art, geri |
|
kuyu |
<< ETü kuduġ kuyu ≈ Moğ qudug/quddug a.a. |
|
kuyum |
< ETü kuy- dökmek +Im << ETü *kud- ≈? ETü kod- koymak, bırakmak |
|
kuyut |
~ Ar ḳuyūd قيود [#ḳyd fuˁūl çoğ.] koşullar, bağlar < Ar ḳayd قيد [t.] |
|
kuz |
<< ETü kūz güneşsiz yer, gölge |
|
kuzen |
[ Mehmed Bahaeddin (Toven), Yeni Türkçe Lugat, 1924] ~ Fr cousin amca, hala, dayı veya teyze oğlu << Lat consobrinus hala veya teyze oğlu < Lat con+ sobrinus kızkardeşin ailesi, kızkardeş çocuğu << HAvr *swésr̥-iHno-s (*swésr̥-īno-s) < HAvr *swésōr kızkardeş → sör1 Bu maddeye gönderenler: kuzin 23.12.2013 |
|
kuzey |
< ETü kuz güneş almayan yer, dağın gölgeli yanı +(g)Ay |
|
kuzgun |
<< ETü kuzġun kargaya benzer kuş <? ETü kuz karanlık, kara |
|
kuzin |
~ Fr cousine [fem.] amca, hala, dayı veya teyze kızı < Fr cousin amca, hala, dayı veya teyze oğlu |
|
kuzine |
~ Fr cuisine mutfak ~ OLat cocina/coquina a.a. < Lat cocere/coquere yemek pişirmek +in° << HAvr *pekʷ- pişirmek |
|
kuzu |
<< ETü kozı/kuzı koyun yavrusu |
|