lazanya |
~ İt lasagna 1. kapçık, 2. bir tür mantı << Lat lasanum kap, kavanoz |
|
lazer |
~ İng laser [abb.] bir tür ışın ☼ (İlk kullanım: 1959 Gordon Gould, Amer. fizikçi.) < İng light amplification by stimulated emissi uyarılmış ışıma yoluyla ışık yükseltimi |
|
lazım |
~ Ar lāzim لازم [#lzm fāˁil fa.] gereken, gerekli < Ar lazima لَزِمَ sarıldı, gerekti |
|
lazut |
≈ TTü lağız/lağoz/lağuz mısır (Doğu Karadeniz ağızları) (Kaynak: DS sf. 3058)<? Yun laχaínō λαχαίνω kazmak, toprağı sürmek |
|
leasing |
~ İng leasing her türlü kiralama < İng lease kiralamak +ing < Fr laisser bırakmak << OLat laxare a.a. |
|
leb |
lebalep "dudak dudağa, ağzına kadar" [ Ömer b. Mezîd, Mecmuatü'n-nezâir, 1437] < Fa/OFa lab لب dudak << HAvr *leb- a.a. Not: Aynı HAvr kökten Lat labium/labrum, İng lip "dudak". Benzer sözcükler: lebalep 28.07.2015 |
|
lebbeyk |
~ Ar labbayk لبّيك [#lby] «sana geldim, çağrına uydum», hac sırasında Arafat'ta söylenen bir söz < Ar labbā لبّا icabet etti, davete uydu |
|
lebiderya |
§ Fa lab dudak, (mec.) kenar + Fa daryā deniz |
|
leblebi |
< Ar lablāb لبلاب [#lb faˁfāˁ q.] fasulyegillerden bir tür, dolichos lablab ≈ Ar lubb لبّ [#lbb] 1. kalp, yürek, 2. çekirdek, tane, kabuğun içindeki şey, ağaç gövdesinin en iç halkası (≈ Aram lev לב [#lb] yürek, bir şeyin içi veya gizli kısmı ≈ İbr ləvāv לבב yürek ≈ Akad libbu a.a. ) |
|
leçek |
~ Fa laçak لچك üçgen şeklinde bağlanan kadın baş örtüsü < ? |
|
LED |
~ İng LED < İng light emitting diode ışık üreten diyot |
|