makber |
~ Ar *maḳbar مقبر [#ḳbr mafˁal iz/m.] ≈ Ar maḳbara(t) مقبرة gömme yeri, mezar < Ar ḳabara قَبَرَ gömdü |
|
makbul |
~ Ar maḳbūl مقبول [#ḳbl mafˁūl mef.] kabul edilen, benimsenmiş < Ar ḳabila قبل kabul etti |
|
makbuz |
~ Ar maḳbūḍ مقبوض [#ḳbḍ mafˁūl mef.] tutulan, tutulmuş veya alınmış olan < Ar ḳabaḍa قبض tuttu |
|
makes |
~ Ar *maˁkas مَعْكَس [#ˁks mafˁal iz/m.] yansıma, yansıma yeri < Ar ˁakasa عَكَسَ yansıdı |
|
maket |
~ Fr maquette ~ İt macchietta [küç.] küçük çizim, taslak < İt macchia leke, benek, küçük şey +et° << Lat macula leke |
|
maki |
[ TDK, Türkçe Sözlük, 1. Baskı, 1945] ~ Fr maquis Akdeniz tipi çalılık ~ İt macchia 1. leke, alaca, 2. çalı << Lat macula leke, benek Not: Türkçe çalı sözcüğü (1. leke, alaca, 2. seyrek ve bodur ağaçlardan oluşan bitki örtüsü) aynı anlam gelişimini gösterir. Karş. Lat immaculatus (lekesiz). Benzer sözcükler: makilik 22.04.2013 |
|
makine |
~ İt macchina karmaşık aygıt << Lat machina a.a. ~ EYun mēχanḗ μηχανή aygıt, mekanizma, özellikle makaralı kaldıraç < EYun mêχos μῆχος araç, aygıt << HAvr *megʰ- yapma, yarama, yapabilme, gücü olma |
|
maklube |
~ Ar maḳlūba(t) مقلوبة [#ḳlb mafˁūla(t) mef. fem.] çevirme, bir Arap yemeği < Ar ḳalaba ters çevirdi |
|
makrame |
~ İng macramé kalın iple yapılan örgü işi ~ Fr macramé a.a. ~ İt macramé dantel kenarlı mendil, genelde dantel, oya ~ TTü maḳrame oyalı veya nakışlı mendil veya peşkir < Ar miḳram/maḳrama(t) مقرم [#ḳrm] oya < Ar ḳarama قرم oydu, kemirdi |
|
makro |
~ Fr/İng macro 1. büyük (sadece bileşiklerde), 2. büyük çaplı, en geniş boyutlu, 3. bilgisayar dilinde birden fazla komutun bileşiminden oluşan komut grubu ~ EYun makrós μακρός uzun, büyük << HAvr *mh₂ḱ-ro-s (*maḱ-ro-s) < HAvr *meh₂ḱ- (*māḱ-) büyük |
|
makrokozm |
~ Fr macrocosme insan organizmasının büyük çapta yansıması olarak görülen evren, küçük çaplı birimlerin büyük çapta tekrarı olan organizma ~ EYun makrokósmos μακροκόσμος büyük-evren |
|