mekruh |
~ Ar makrūh مكروه [#krh mafˁūl mef.] nahoş, çirkin, iğrenç < Ar kariha كَرِهَ iğrendi |
|
meksefe |
~ Ar *makṯafa(t) مكثفة [#ks̠f mafˁala(t) iz/m.] kesifleştirici, yoğunlaştırıcı < Ar kaṯafa كثف kesif idi, yoğunlaştı |
|
mektep |
~ Ar maktab مَكْتَب [#ktb mafˁal iz/m.] yazma yeri, yazıhane, okul < Ar kataba كَتَبَ yazdı |
|
mektup |
~ Ar maktūb مكتوب [#ktb mafˁūl mef.] yazılmış, yazı < Ar kataba كَتَبَ yazdı |
|
mel mel |
<< TTü melul melul üzgün ve sessiz (bakmak) |
|
melaike |
[ Nasırüddin Rabguzi, Kısasü'l-Enbiya, 1310] ~ Ar malāˀik/malāˀika(t) ملائكة [#mlk faˁāˀila(t) çoğ.] melekler < Ar malak ملك → melek 22.08.2017 |
|
melal |
~ Ar malāl ملال [#mll faˁāl ] keder, üzüntü < Ar malla مَلَّ bezdi, kederlendi |
|
melami |
~ Ar malāmī/malāmatī ملامى/ملامتى [nsb.] ayıpçı, 9. yy'da Horasan'da doğan bir sufi hareketi ve bunun mensubu < Ar malāma(t) ملامة [#lwm mafˁala(t) msd.] ayıplama, ayıp, rezil +ī < Ar lāma لَامَ ayıpladı, takbih etti |
|
melamin |
~ Fr/İng melamine bir tür sentetik reçine ~ Alm Melamin bir kimyasal kristal ☼ (İlk kullanım: 1834 J. Liebig, Alm. kimyacı.) < Alm Melam sülfosiyanid amonyumun damıtılmasıyla elde edilen kimyasal madde +in° ☼ (İlk kullanım: 1834 J. Liebig.) |
|
melan(o)+ |
~ Fr mélano+ / İng melano+ [bileşik adlarda] siyah ~ EYun mélas, melan- μέλας, μελαν- a.a. << HAvr *melh₂- (*mel-) a.a. |
|
melanet |
~ Ar malˁana(t) ملعنة [#lˁn mafˁala(t) iz/m.] lanetli yer veya şey < Ar laˁana لعن lanetledi |
|