mektep |
~ Ar maktab مَكْتَب [#ktb mafˁal iz/m.] yazma yeri, yazıhane, okul < Ar kataba كَتَبَ yazdı |
|
mektup |
~ Ar maktūb مكتوب [#ktb mafˁūl mef.] yazılmış, yazı < Ar kataba كَتَبَ yazdı |
|
mel mel |
<< TTü melul melul üzgün ve sessiz (bakmak) |
|
melaike |
~ Ar malāˀik/malāˀika(t) ملائكة [#mlk faˁāˀila(t) çoğ.] melekler < Ar malak ملك |
|
melal |
~ Ar malāl ملال [#mll faˁāl ] keder, üzüntü < Ar malla مَلَّ bezdi, kederlendi |
|
melami |
[ Aşık Paşa, Garib-name, 1330] ~ Ar malāmī/malāmatī ملامى/ملامتى [nsb.] ayıpçı, 9. yy'da Horasan'da doğan bir sufi hareketi ve bunun mensubu < Ar malāma(t) ملامة [#lwm mafˁala(t) msd.] ayıplama, ayıp, rezil +ī < Ar lāma لَامَ ayıpladı, takbih etti Not: Dış görünüş ve toplumsal kuralları hiçe saymak yoluyla nefis terbiyesi yolunu seçtikleri için. Benzer sözcükler: melamet 28.04.2015 |
|
melamin |
~ Fr/İng melamine bir tür sentetik reçine ~ Alm Melamin bir kimyasal kristal ☼ (İlk kullanım: 1834 J. Liebig, Alm. kimyacı.) < Alm Melam sülfosiyanid amonyumun damıtılmasıyla elde edilen kimyasal madde +in° ☼ (İlk kullanım: 1834 J. Liebig.) |
|
melan(o)+ |
~ Fr mélano+ / İng melano+ [bileşik adlarda] siyah ~ EYun mélas, melan- μέλας, μελαν- a.a. << HAvr *melh₂- (*mel-) a.a. |
|
melanet |
~ Ar malˁana(t) ملعنة [#lˁn mafˁala(t) iz/m.] lanetli yer veya şey < Ar laˁana لعن lanetledi |
|
melankoli |
~ Fr mélancholie kara sevda ~ EYun melanχolía μελανχολία eski tıpta kara safranın artmasından ileri geldiği düşünülen hastalık, kara sevda ~ EYun melanχolḗ μελανχολή kara safra § EYun mélas, melan- μέλας, μελαν- kara + EYun χolḗ χολή safra |
|
melanoma |
~ YLat melanoma deride siyah renkli ur, bu urun yol açtığı kanser türü ☼ (İlk kullanım: y. 1830 Carswell, İng. tabip.) < EYun melanóō kararmak +ma(t) < EYun mélas, melan- μέλας, μελαν- kara |
|