melanoma |
~ YLat melanoma deride siyah renkli ur, bu urun yol açtığı kanser türü ☼ (İlk kullanım: y. 1830 Carswell, İng. tabip.) < EYun melanóō kararmak +ma(t) < EYun mélas, melan- μέλας, μελαν- kara |
|
melanurya |
~ Yun melanúria μελανούρια [çoğ.] < Yun melanúrion μελανούριον karakuyruk, karagöz cinsinden kuyruğu kara lekeli balık, sparus melanurus § Yun/EYun mélas, melan- μέλας, μελαν- kara + Yun/EYun urá ουρά kuyruk +ion |
|
melas |
~ Fr mélasse şeker şerbeti, pekmez ~ Port melaço «ballaşmış», a.a. < Lat mel bal < HAvr *mélit bal |
|
melbusat |
< Ar malbūs ملبوس [#lbs mafˁūl mef.] giyilen, giysi +āt < Ar labasa لبس giydi |
|
melce |
~ Ar malcaˀ مَلْجَأ [#lcA mafˁal iz/m.] sığınma yeri, sığınak < Ar lacaˀa لَجَأَ sığındı |
|
melek |
[ Nasırüddin Rabguzi, Kısasü'l-Enbiya, 1310] ~ Ar malak ملك [#mlk] bir tür tanrısal varlık ~ İbr/Aram məlˀāk מַלְאך [#lAk] elçi, haberci Not: İbranice sözcük İranca fraēşta (1. elçi, ulak, 2. tanrısal elçi) kavramına tekabül eder ve MÖ 6. yy'da Fars/Zerdüşt geleneğinden Yahudi kültürüne aktarılmıştır. EYun ángelos "1. elçi, 2. tanrısal elçi, melek" aynı sözcüğün doğrudan çevirisidir. • Arapça sözcüğün malaka "hükmetti, yargıladı" fiili ile etimolojik alakası yoktur. Bu maddeye gönderenler: melaike 19.09.2017 |
|
meleke |
~ Ar malaka(t) ملكة [#mlk faˁala(t) ] 1. sahip olunan şey, edinim, 2. erdem, haslet, karakter < Ar malaka ملك sahip idi |
|
melekût |
~ Ar malakūt ملكوت semavat ~ Aram maləkūth מַלְכוּת [#mlk] krallık, devlet (Kaynak: Jastrow sf. 791.)< Aram melekh מֶלֶכ kral, melik |
|
melengiç |
~? Fa mīnā-vaş boncuk gibi |
|
melez |
~ Fa malas ملس alaca karanlık; ipek ile pamuk karışımı kumaş; karışık soylu, piç ~ Ar malas ملس [#mls faˁal ] alaca karanlık |
|
melik |
~ Ar malīk ملك/مليك [#mlk] kral, hükümdar (≈ Aram melekh, meləkhā מלכא [#mlk] a.a. ≈ İbr melekh מלכ a.a. ≈ Akad maliku a.a. ) |
|