muhakkak |
~ Ar muḥaḳḳaḳ مُحَقَّق [#ḥḳḳ mufaˁˁal II mef.] doğrulanmış, tahkik edilmiş < Ar ḥaḳḳaḳa حَقَّق [II f.] doğruladı < Ar ḥaḳḳa حَقَّ doğru idi |
|
muhakkik |
~ Ar muḥaḳḳiḳ مُحَقِّق [#ḥḳḳ mufaˁˁil II fa.] tahkik eden, gerçeği soruşturan < Ar ḥaḳḳaḳa حَقَّق [II f.] doğruladı |
|
muhal |
~ Ar muḥāl مُحال [#ḥwl mufˁal IV mef.] çelişkili, tutarsız, imkânsız < Ar ḥāla حَالَ dönüştü, bir hal aldı |
|
muhalefet |
~ Ar muχālafa(t) مخالفة [#χlf mufāˁala(t) III msd.] aleyhte olma, zıtlaşma, karşıtlık < Ar χalafa خلف (birinin) ardından konuştu, topluluktan ayrı düştü, zıt gitti |
|
muhalif |
~ Ar muχālif مخالف [#χlf mufāˁil III fa.] muhalefet eden, ters, karşıt < Ar χalafa خلف aksi idi |
|
muhallebi |
~ Ar *muḥallab محلّب [#ḥlb mufaˁˁal II mef.] sütlü, sütlenmiş < Ar ḥalab حلب süt |
|
muhammara |
~ Ar muḥammara(t) محمّرة [#ḥmr mufaˁˁala(t) II mef.] «kırmızılanmış», domates salçalı yemek < Ar ḥammara [II f.] kızıla boyadı, kırmızıladı |
|
muhammen |
~ Ar *muχamman مخمّن [#χmn mufaˁˁal II mef.] tahmin edilen < Ar χammana خَمَّنَ [II f.] tahmin etti |
|
Muhammet |
~ Ar muḥammad محمّد [#ḥmd mufaˁˁal II mef.] 1. övülmüş, övülen, 2. İslam peygamberinin adı veya lakabı < Ar ḥamada حمد hamd etti, övdü |
|
muhanet |
~ Ar muχannaθ مخنّث [#χnθ mufaˁˁal V mf.] pasif eşcinsel, hermafrodit < Ar χanaθa büküldü, eğildi, dişi gibi davrandı |
|
muharebe |
~ Ar muḥāraba(t) محاربة [#ḥrb mufāˁala(t) III msd.] savaşma < Ar ḥariba حرب akın ve talan etti |
|