nafile |
~ Ar nāfila(t) نافلة [#nfl fāˁila(t) fa. fem.] gerekenden fazlasını yapma, gereksiz şey < Ar nafl نفل fazladan yapılan şey |
|
nafiz |
~ Ar nāfiḏ نافذ [#nfḏ fāˁil fa.] nüfuz eden, etkili < Ar nafaḏa نَفَذَ girdi, nüfuz etti |
|
naftalin |
~ Fr/İng naphtaline petrolden elde edilen kokulu bir madde ☼ (İlk kullanım: John Kidd, İng. kimyacı (1775-1851).) < EYun náphtha νάφθα neft, ham petrol ~ Aram nephṭā נפטא a.a. |
|
nağme |
~ Ar naġma(t) نغمة [#nġm faˁla(t) mr.] melodi (< Ar naġama نغم nağme söyledi, tatlı ve yumuşak sesle konuştu ) ≈ Süry nāˁamtā ܢܠܡܬܐ melodi, tatlı ve yumuşak ses ≈ İbr/Aram nāˁam נעם sevimli ve hoş olma, tatlı sesle şarkı söyleme |
|
nahak |
~ Fa nā-ḥaḳḳ ناحقّ haksız |
|
nahıl |
[ Ahmed b. Kadı-i Manyas, Gülistan tercümesi, 1429] ~ Ar naχl نخل [#nχl faˁl ] hurma ağacı 28.05.2015 |
|
nahif |
~ Ar naḥīf نحيف [#nḥf faˁīl sf.] zayıf, çelimsiz < Ar naḥufa نحف zayıfladı, arık ve çelimsiz idi |
|
nahiv |
~ Ar naḥw نحو [#nḥw faˁl msd.] 1. taraf, yön, usul, metod, 2. (Arapça dilbilgisinde) sözdizimi, sentaks < Ar naḥā نحا kastetti, yöneldi, yol gitti |
|
nahiye |
~ Ar nāḥiya(t) ناحيّة [#nḥw fāˁila(t) fa. fem.] taraf, yöre < Ar naḥā نحا yöneldi, bir yöne gitti |
|
nahoş |
~ Fa nāχʷoş ناخوش hoş olmayan |
|
naif |
~ Fr naïf / İng naive saf, sade, doğal << Lat nativus doğuştan, doğma büyüme, doğal < Lat nasci doğmak +(t)iv° << HAvr *ǵn̥h₁-sḱé- (*ǵnē-sḱé-) < HAvr *ǵenh₁- (*ǵen-) doğurmak, üremek |
|