nisap |
~ Ar niṣāb نصاب [#nṣb fiˁāl msd.] asıl, kök, kendisine oranla pay alınan ana miktar, payda < Ar naṣaba نصب tayin etti |
|
nispet |
~ Ar nisba(t) نِسبة [#nsb fiˁla(t) msd.] ilgili olma, uyma, orantılı olma; ilgi, ilişki, orantı < Ar nasaba نَسَبَ ilgili ve ilişkili idi, uydu, uyumlu idi |
|
nistagmus |
~ YLat nystagmus göz seğirmesi ~ EYun nystagmós νυσταγμός uyuklama, uyur gibi olma < EYun nystázō νυστάζω uyuklamak, uykulu olmak |
|
nisvan |
~ Ar niswān نسوان [#nsw fiˁlān çoğ.] kadınlar (çoğul), kadınlık < Ar nisāˀ نساء kadın zümresi (kolektif) |
|
nisyan |
~ Ar nisyān نسيان [#nsy fiˁlān msd.] unutma < Ar nasiya نسى unuttu |
|
niş |
"duvarda girinti, yuva" [ Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi, 1944] ~ Fr/İng niche duvarda raf şeklinde küçük girinti, yuva, niş <<? Lat nidus yuva Not: İngilizcede 1920'lerden itibaren ekoloji, 1960'lardan itibaren ekonomi ve pazarlama terimi olarak rastlanır. 14.08.2017 |
|
nişadır |
~ Fa nūşādur/nawşādur نوشادر amonyum klorür tozu << OFa anoşādur a.a. § OFa anoş 1. ölümsüz, 2. ölümsüzlük içkisi, iksir, nektar (~ Ave anaoşa ölümsüz ) + OFa ādur ateş |
|
nişan |
~ Fa/OFa nişān نشان iz, işaret, alamet, simge |
|
nişane |
~ Fa nişāne نِشانه işaret eden şey, belirti, hedef tahtası << OFa nişānag |
|
nişasta |
~ Fa nişāste نشاسته [pp.] çökelti?, nişasta <? Fa nişastan, nişīn- نشستن, نشين oturmak +a ≈ Ave nişidaiti a.a. ≈ Sans nişīdati a.a. |
|
nite |
<< ETü neteg ne kadar, ne gibi § ETü ne + ETü teg kadar, gibi |
|