nihrir |
~ Ar niḥrīr نِحْرِير [#nḥr fiˁlīl q.] bir konuda derin bilgi sahibi, üstat < Ar naḥara نَحَرَ dibine indi, iyi bildi |
|
nikâh |
~ Ar nikāḥ نكاح [#nkḥ fiˁāl msd.] evlenme işlemi, nikâh ~ OFa nikāh 1. bakma, 2. birine bakma, gözetme, bakımını üstlenme ≈ Ave *ni-kāsa bakma, bakım < Ave ni+ kas- görmek, farketmek |
|
nikbin |
§ Fa nīk نيك iyi, güzel (<< OFa nēvak/nīyak a.a. ) + Fa bīn بين gören |
|
nikel |
~ Alm Nickel [abb.] metalik bir element ☼ (İlk kullanım: 1754 Axel von Cronstedt, İsv. madenbilimci.) < Alm Kupfernickel yalancı bakır, bakıra benzeyen bir maden cevheri § Alm Kupfer bakır + Alm Nickel şeytan |
|
nikotin |
~ Fr nicotine tütünde bulunan kimyasal madde < öz Jean Nicot 1560'ta Lizbon elçisi iken Fransa'ya ilk kez tütün ithaline aracı olan Fransız diplomat +in° |
|
nikris |
[ Yadigâr-ı İbni Şerif, <1421?] ~ Ar niḳris نقرس [#nḳrs fiˁlil q.] damla hastalığı, gut ~ Aram niḳras נִקְרַס [#ḳrs niphˁal ] bükülme, büzülerek çatlama (Kaynak: Muarrab sf. 62, Fraenkel sf. 264; Jastrow sf. 1423 sub קרס.)< Aram ḳāras bükme, büzme Not: Osmanlı kaynaklarında daima uzun i ile نقريس görülür. Doğrusu نقرس olmalıdır. 10.12.2015 |
|
nilüfer |
~ Fa nīlufar/nīlūpal/līlūpal نيلفر/نيلوپل/ليلوپل bir tür çiçek << OFa nilōpal a.a. ~ Sans nīlotpala नीलोत्पल mavi lotus çiçeği, nymphaea cyanea § Sans nīla mavi + Sans utpala उत्पल lotus çiçeği |
|
nim |
~ Fa nīm نيم yarım ≈ Ave naēma- a.a. |
|
nimbus |
~ Lat nimbus hale |
|
nimet |
~ Ar niˁma(t) نعمة [#nˁm fiˁla(t) mr.] ihsan, bereket, hoşnutluk < Ar naˁama نعم mutlu oldu, hoşnut idi, zevk ve refahla yaşadı (≈ Aram nāˁem נָעֵם hoşnutluk, uyum, ses uyumu ) |
|
nine |
< çoc ne-ne |
|