ograten |
~ Fr au gratin rendelenmiş peynirli < Fr à+ gratin rendelenmiş < Fr gratter kazımak, rendelemek |
|
oğlak |
<< ETü oġlak yavrucuk, özellikle keçi yavrusu < ETü oġul yavru +Ak |
|
oğlan |
<< ETü oġlan [çoğ.] evlatlar, yavrular < ETü oġul evlat +An2 |
|
oğul |
<< ETü oġul yavru, evlat |
|
+oid |
~ Fr +oïde / İng +oid [bileşik adlarda] gibi, benzer, benzeyen ~ EYun oeidḗs οειδής a.a. < EYun eîdos εῖδος şekil, görüntü, suret < EYun eidō ειδω görmek |
|
oje |
"tırnak cilası" [ Cumhuriyet - gazete, 1950] ~ Fr augée kapçık içinde tutulan şey, müstahzarat, tırnak cilası < Fr auge kapçık, hokka << Lat alveus a.a. Not: Fransızcaya bilimsel dilden gelen alvéole ( < Lat alveolus) ile halk dilinden gelen auge ( < Lat alveus) arasındaki telaffuz farkı çarpıcıdır. Bu maddeye gönderenler: viyol 14.01.2015 |
|
ok |
<< ETü ok ok |
|
okazyon |
~ Fr occasion fırsat, rastlantı, hadise ~ Lat occāsio rastlantı < Lat occidere üstüne veya önüne düşmek, rast gelmek +(t)ion < Lat ob+ cadere, cas- düşmek |
|
okey |
~ İng (Amer) OK evet, tamam < İng ol korekt [all correct] her şey tamam |
|
okka |
~ Ar uḳiyya(t) اوقيّة Suriye bölgesine özgü bir tartı birimi, y. 320 gram ~ Aram uḳiyyā/unḳiyyā אוקיא a.a. ~ EYun oúnkia ούγκια librenin onikide biri olan tartı birimi, y. 27 gram ~ Lat uncia «onikilik», a.a. |
|
oklava |
<< TTü oklağu hamur açma aygıtı < TTü okla- +gU |
|