oksit |
Fransızca oxyde "kimyada oksijen içeren bir bileşik" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Fransızca oxygène sözcüğünden türetilmiştir. |
|
okşa|mak |
Eski Türkçe oχşa- "1. benzemek, 2. elle sevmek" fiilinden evrilmiştir. Eski Türkçe fiil Eski Türkçe yazılı örneği bulunmayan *okuş "beniz? yanak?" biçiminden Eski Türkçe +(g)A- ekiyle türetilmiştir. |
|
okt(o)+ |
Fransızca ve İngilizce octo+ "[bileşik adlarda] sekiz" parçacığından alıntıdır. Fransızca parçacık Eski Yunanca aynı anlama gelen októ οκτό veya Latince octo "sekiz" sözcüğünden alıntıdır. Latince sözcük Hintavrupa Anadilinde aynı anlama gelen yazılı örneği bulunmayan *oḱtṓw biçiminden evrilmiştir. |
|
oktan |
Fransızca ve İngilizce octane "sekiz hidrojen atomu olan bir organik bileşik" sözcüğünden alıntıdır. |
|
oktav |
Fransızca octave "sekizli" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Latince octavus "sekizinci" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince octo "sekiz" sözcüğünden türetilmiştir. |
|
oku|mak |
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler) Eski Türkçe: "yüksek sesle söylemek" [ Uygurca Maniheist metinler, 900 yılından önce]bu emig iki kata okıyu tegintim [bu sihri iki kez okumaya kalktım] Eski Türkçe: "... yazı okumak" [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]ol meni okıdı [beni çağırdı], er bitig okıdı [kitap okudu] Türkiye Türkçesi: [ anon., Ferec ba'd eş-şidde, 1451 yılından önce]é Māhyār, biz seŋi okımaduk [çağırmadık], ne sebebden geldüŋ? Türkiye Türkçesi: meydane okumak [ Meninski, Thesaurus, 1680]meydāne okumak: provocare in arenam, ad pugnam. (...) okur yazar: Studiosus. Türkiye Türkçesi: [ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876]canına okumak (...) meydan okumak (...) rahmet okutmak (...) okutmak: ... birinden ibramla akçe almak. Türkiye Türkçesi: okutmak "satmak (argo)" [ A. Fikri, Lugat-ı Garibe, 1889]okutmak: Satmak. Köken Eski Türkçe okı- "çağırmak, seslenmek, (yazı) seslendirmek" fiilinden evrilmiştir. Ek açıklama Karş. Eski Türkçe okınç "çağrı, çağırma". Fiilin orijinal anlamları şiir okumak, şarkı okumak, meydan okumak deyimlerinde korunmuştur. Benzer sözcükler canına okumak, meydan okumak, okumuş, okunmak, okunurluk, okur, okur yazar, okutmak, okutturmak, rahmet okumak, türkü okumak 15.11.2019 |
|
okul |
Türkiye Türkçesi oku- fiilinden Yeni Türkçe +Il ekiyle türetilmiştir. |
|
okunaklı |
Türkiye Türkçesi okun- fiilinden Türkiye Türkçesinde +(g)Ak ekiyle türetilmiştir. |
|
okutman |
Türkiye Türkçesi okut- fiilinden Yeni Türkçe +mAn ekiyle türetilmiştir. |
|
oküler |
Fransızca oculaire "1. göze ait, göze ilişkin, 2. mikroskopun göze yakın olan camı" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Latince oculus "göz" sözcüğünden +ari° ekiyle türetilmiştir. Bu sözcük Hintavrupa Anadilinde aynı anlama gelen yazılı örneği bulunmayan *h₃ekʷ-elo-s (*okʷ-elo-s) biçiminden evrilmiştir. Bu biçim Hintavrupa Anadilinde yazılı örneği bulunmayan *h₃ekʷ- (*okʷ-) "görmek" kökünden türetilmiştir. |
|
okült |
Fransızca occulte "büyüye ve doğaüstü güçlere ilişkin" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Latince occultus "gizli, örtülü" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince occulere "gizlemek, örtmek, kapatmak" fiilinin geçmiş zaman fiil-sıfatııdır. Latince fiil Latince aynı anlama gelen cēlare fiilinden ob+ önekiyle türetilmiştir. Latince fiil Hintavrupa Anadilinde aynı anlama gelen yazılı örneği bulunmayan *ḱél- biçiminden evrilmiştir. |
|