okul |
< TTü oku- +Il |
|
okunaklı |
< TTü okun- +(g)Ak |
|
okutman |
< TTü okut- +mAn |
|
oküler |
~ Fr oculaire 1. göze ait, göze ilişkin, 2. mikroskopun göze yakın olan camı < Lat oculus göz +ari° << HAvr *h₃ekʷ-elo-s (*okʷ-elo-s) a.a. < HAvr *h₃ekʷ- (*okʷ-) görmek |
|
okült |
~ Fr occulte büyüye ve doğaüstü güçlere ilişkin ~ Lat occultus [pp.] gizli, örtülü < Lat occulere gizlemek, örtmek, kapatmak +()t° < Lat ob+ cēlare a.a. << HAvr *ḱél- a.a. |
|
okyanus |
[ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876] ~ Ar uḳyānūs اقيانوس dünyayı çevreleyen büyük deniz ~ EYun ōkeanós ωκεανός a.a. Not: Yunanca sözcüğün etimolojisine ilişkin devasa literatür büsbütün semeresizdir. Bkz. Frisk sf. II:1145, Chant sf. 1299. Benzer sözcükler: Okyanusya Bu maddeye gönderenler: kamus, oşinografi 25.04.2019 |
|
ol|mak |
<< ETü bol- olmak |
|
olabilite |
§ TTü ol- + İng +ability olabilirlik ifade eden ek |
|
olağan |
< TTü ol- +(g)An |
|
olağanüstü |
|
|
olanak |
< TTü ol- +AnAk |
|