okunaklı |
Türkiye Türkçesi okun- fiilinden Türkiye Türkçesinde +(g)Ak ekiyle türetilmiştir. |
|
okutman |
Türkiye Türkçesi okut- fiilinden Yeni Türkçe +mAn ekiyle türetilmiştir. |
|
oküler |
Fransızca oculaire "1. göze ait, göze ilişkin, 2. mikroskopun göze yakın olan camı" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Latince oculus "göz" sözcüğünden +ari° ekiyle türetilmiştir. Bu sözcük Hintavrupa Anadilinde aynı anlama gelen yazılı örneği bulunmayan *h₃ekʷ-elo-s (*okʷ-elo-s) biçiminden evrilmiştir. Bu biçim Hintavrupa Anadilinde yazılı örneği bulunmayan *h₃ekʷ- (*okʷ-) "görmek" kökünden türetilmiştir. |
|
okült |
Fransızca occulte "büyüye ve doğaüstü güçlere ilişkin" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Latince occultus "gizli, örtülü" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince occulere "gizlemek, örtmek, kapatmak" fiilinin geçmiş zaman fiil-sıfatııdır. Latince fiil Latince aynı anlama gelen cēlare fiilinden ob+ önekiyle türetilmiştir. Latince fiil Hintavrupa Anadilinde aynı anlama gelen yazılı örneği bulunmayan *ḱél- biçiminden evrilmiştir. |
|
okyanus |
Arapça uḳyānūs اقيانوس "dünyayı çevreleyen büyük deniz" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Eski Yunanca aynı anlama gelen ōkeanós ωκεανός sözcüğünden alıntıdır. |
|
ol|mak |
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler) Eski Türkçe: [ Orhun Yazıtları, 735]körür közüm körmez teg bilir biligim bilmez teg boldı [görür gözüm görmez gibi, bilir aklım bilmez gibi oldu] Eski Türkçe: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]tilkü öz yiniŋe ürse uyuz bolur [tilki kendi inine havlasa uyuz olur] (...) et bışıp oldı: ṭubiχa'l-laḥm ḥattā taharraˀa mina'l-ṭabχ [et dağılıncaya kadar pişti] Türkiye Türkçesi: ola ki "eğer" [ Yadigâr-ı İbni Şerif, 1421? yılından önce]ola ki anuŋ buhārı dimāğa çıka vesvās ve māliχulyā ve istisḳā getüre Türkiye Türkçesi: [ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876]olur olmaz (...) olup bitmek (...) olur şey değil (...) olmadık söz (...) oldum olası (...) ne oldum delisi Köken Eski Türkçe bol- "olmak" fiilinden evrilmiştir. Ek açıklama Eski Türkçe olmak varyantının sadece "tamamına varmak, yetişmek" anlamında Kaşgarî zamanında belirdiği anlaşılıyor. Türkiye Türkçesi bolmak yazımı 16. yy sonlarına dek egemendir. Benzer sözcükler olabilirlik, olanca, olarak, oldubitti, oldum olası, oldurmak, olmadık, olsa olsa, olsun, olunmak, olur, olur olmaz Bu maddeye gönderenler bol, olabilite, olağan (olağanüstü), olanak, olası, olay, oldukça, olgu, olgun, olumlu, oluş-, varoluşçu 12.02.2015 |
|
olabilite |
Türkiye Türkçesi ol- ve İngilizce +ability "olabilirlik ifade eden ek" sözcüklerinin bileşiğidir. |
|
olağan |
Türkiye Türkçesi ol- fiilinden Türkiye Türkçesinde +(g)An ekiyle türetilmiştir. |
|
olağanüstü |
|
|
olanak |
Türkiye Türkçesi ol- fiilinden Yeni Türkçe +AnAk ekiyle türetilmiştir. |
|
olası |
Türkiye Türkçesi ol- fiilinden Yeni Türkçe +AsI ekiyle türetilmiştir. |
|