optimize |
~ Fr optimiser [den.] en iyi duruma getirmek < Lat optimus en iyi +ise- |
|
optimum |
~ Fr optimum [n.] en iyi, ehven, evla < Lat optimus a.a. < Lat *opere, opt- seçmek, tercih etmek +im° |
|
opus |
~ YLat opus klasik müzikte eser ~ Lat opus, oper- iş, eser << HAvr *h₃ép-o-s (*óp-o-s) < HAvr *h₃ep- (*op-) emek vermek, mahsul elde etmek |
|
or(o)+ |
~ Fr/İng oro+ [bileşiklerde] dağ ~ EYun óros όρος dağ < EYun órnymi yükselmek, kalkmak |
|
ora |
< TTü ol işaret sıfatı ve zamiri +rA |
|
orak |
ETü: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] << ETü orġak ot biçme aleti < ETü or- biçmek +(g)Ak Not: Karş. ETü orum "biçilmiş ot", orut "biçilmiş ot". Ancak orta sözcüğü, fiilin nihai anlamının "kesmek" olduğunu düşündürür. 05.01.2016 |
|
oral |
~ Fr oral ağza ilişkin, ağızdan, sözlü ~ Lat oralis a.a. < Lat os, or- ağız +al° << HAvr *h₃éh₁-o-s (*ṓ-o-s) ağız |
|
oralet |
~ marka Oralet Eczacıbaşı Holding'e ait meşrubat konsantresi markası ☼ (İlk kullanım: 1962) |
|
oran |
≈ ETü orum kesim, tutam < ETü or- kesmek |
|
orangutan |
~ Fr orangoutan Malaya ve Sumatra bölgesine mahsus bir tür maymun ~ Malay orang utan orman adamı |
|
orantı |
< TTü oran +(In)tI |
|