papaz |
~ Yun papás, papad- παπάς baba, muhterem kişi, din adamı << EYun papâs παπᾶς a.a. |
|
papel |
~ İsp papel kâğıt << Lat papyrus papirüs |
|
papirüs |
~ Fr papyrus Mısır'da yetişen bir kamıştan elde edilen yazı tabakası ~ Lat papyrus a.a. ~ EYun pápuros πάπῡρος a.a. ~ Mıs pə-pr a.a. |
|
paprika |
~ İng paprika kurutulmuş tatlı biber tozu ~ Mac paprika biber ~ Sırp papar a.a. |
|
papyon |
~ Fr papillon kelebek ~ Lat papilio a.a. |
|
par | ||
para |
~ Fa pāre پاره ödül, para << OFa pārag ödül, para < OFa pār ödünç, borç (Kaynak: D-M sf. 259)≈ Ave pāra- a.a. (Kaynak: Barth sf. 851-852, 889)< Ave par- ödemek, öteye geçmek, öte << HAvr *per-¹ 1. öteye geçmek, 2. ödemek (Kaynak: Pokorny sf. 816-817) |
|
para+2 |
~ Fr para+ [bileşik adlarda] yardım eden, hazırlayan, koruyan < Fr parer yardım etmek, hazırlamak, tedarik etmek << Lat parare a.a. |
|
parabol |
~ Fr parabole ~ EYun parabolḗ παραβολή 1. yana atış, 2. yatay olarak atılan bir nesnenin izlediği eğriyi ifade eden konik kesit ☼ (İlk kullanım: MÖ 2. yy Perge'li Apollonios, Yun. matematikçi.) < EYun parabállō παραβάλλω yana veya öteye atmak < EYun para+1 bállō, bol- βάλλω, βολ- atmak |
|
paradi |
~ Fr paradis 1. cennet, 2. tiyatroda en üst balkon ~ EYun parádeisos παράδεισος cennet bahçesi |
|
paradigma |
~ Fr paradigme (özellikle gramerde) kalıp, model, emsile ~ EYun parádeigma παράδειγμα a.a. < EYun paradeíknymi παραδείκνυμι karşılaştırmak, örnek göstermek, teşhir etmek +ma(t) < EYun para+1 deiknými, deig- δεικνύμι, δειγ- göstermek, işaret etmek << HAvr *dei̯ḱ- işaret etmek, göstermek |
|