pentatlon |
~ Fr/İng pentathlon beş dalda yapılan spor müsabakası |
|
pentatonik |
~ Fr pentatonique |
|
penumbra |
~ Lat penumbra yarı-gölge § Lat paene hemen hemen, yaklaşık + Lat umbra gölge |
|
penye |
~ Fr peigné [pp.] taranmış, taranmış yün veya pamuk < Fr peigner taramak +é << OLat pectinare [den.] a.a. < Lat pecten tarak << HAvr *peḱ-ten-s a.a. < HAvr *peḱ- taramak |
|
pepe |
: onom peltek konuşma sesi |
|
pepsin |
~ Fr pepsine sindirimde rol alan enzim ~ Alm Pepsin a.a. ☼ (İlk kullanım: 1835 Theodor Schwann, Alm. doğa bilimci .) < EYun pépsis πέψις pişirme, sindirme +in° < EYun péptō πέπτω yemek pişirmek, sindirmek +sis << HAvr *pekʷ- pişirmek |
|
per+ |
<< HAvr *per-¹ 1. ön, öte, 2. ödemek, satmak, 3. öne atılmak, tehlikeye girmek |
|
perakende |
~ Fa parāgande پراگنده dağınık, saçılmış, parça parça < OFa pargandan (etrafa) dağıtmak, saçmak (Kaynak: D-M sf. 268)< OFa per+2 *gandan saçmak |
|
perçem |
~ Fa parçam پرچم başın büyük bölümünü kazıtarak salınan at kuyruğu şeklindeki saç [esk.], mızrağın ucuna takılan at kuyruğu, tuğ, sancak § Fa par kanat + Fa çamīdan چميدن salmak |
|
perçin |
~ Fa parçīn پرچين 1. kıvrık, çengel, 2. çakıldıktan sonra ucu kıvrılmış çivi < Fa parçīdan < Fa çīdan, çīn- چيدن, چين kıvırmak, burmak |
|
perdah |
~ Fa pardāχt پرداخت bitim, cila, finiş < Fa pardaχtan, pardāz- پردختن, پرداز sona erdirmek, bitirmek, oldurmak, düzmek, (bir şeyi bir şeye) koşmak, süslemek, hayata geçirmek, vs. ≈ Ave para-tak- ileri-koşmak < Ave per+2 tak-, taç- koşmak, koşturmak |
|