pepe |
: onom peltek konuşma sesi |
|
pepsin |
~ Fr pepsine sindirimde rol alan enzim ~ Alm Pepsin a.a. ☼ (İlk kullanım: 1835 Theodor Schwann, Alm. doğa bilimci .) < EYun pépsis πέψις pişirme, sindirme +in° < EYun péptō πέπτω yemek pişirmek, sindirmek +sis << HAvr *pekʷ- pişirmek |
|
per+ |
<< HAvr *per-¹ 1. ön, öte, 2. ödemek, satmak, 3. öne atılmak, tehlikeye girmek |
|
perakende |
~ Fa parāgande پراگنده dağınık, saçılmış, parça parça < OFa pargandan (etrafa) dağıtmak, saçmak (Kaynak: D-M sf. 268)< OFa per+2 *gandan saçmak |
|
perçem |
~ Fa parçam پرچم başın büyük bölümünü kazıtarak salınan at kuyruğu şeklindeki saç [esk.], mızrağın ucuna takılan at kuyruğu, tuğ, sancak § Fa par kanat + Fa çamīdan چميدن salmak |
|
perçin |
[ Dede Korkut Kitabı, <1400?] ~ Fa parçīn پرچين 1. kıvrık, çengel, 2. çakıldıktan sonra ucu kıvrılmış çivi < Fa parçīdan < Fa çīdan, çīn- چيدن, چين kıvırmak, burmak Benzer sözcükler: perçinlemek 22.07.2015 |
|
perdah |
~ Fa pardāχt پرداخت bitim, cila, finiş < Fa pardaχtan, pardāz- پردختن, پرداز sona erdirmek, bitirmek, oldurmak, düzmek, (bir şeyi bir şeye) koşmak, süslemek, hayata geçirmek, vs. ≈ Ave para-tak- ileri-koşmak < Ave per+2 tak-, taç- koşmak, koşturmak |
|
perde |
~ Fa parde پرده 1. örtü, kapı veya çadır örtüsü, yüz örtüsü, 2. müzikte perde << OFa pardag a.a. |
|
pereme |
~ Yun pérama πέραμα geçit, nehir veya liman geçişinde kullanılan sal < EYun peraióō περαιόω karşıya geçirmek, iletmek +ma(t) << HAvr *per-eh₂-i̯é- (*per-ē-i̯é-) a.a. < HAvr *per-¹ geçmek |
|
perende |
~ Fa parande پرنده uçan, uçucu, kanat çırpan < Fa par-andāχtan پرنداختن uçmak, kanat çırpmak § Fa par پر kanat + Fa andāχtan, andāz- أنداختن atmak |
|
+perest |
~ Fa parast پرست tapan, hizmet eden < Fa parastīdan پرستيدن tapmak, hizmet etmek << OFa paristīdan bir kişinin veya şeyin önünde veya başında durmak, hazır durmak, hizmet etmek ≈ Ave pairi-stā- karşı durmak, arz etmek < Ave per+2 *stā- durmak |
|