resital |
~ Fr récital dinleti, şiir okuma, tek kişilik konser < Fr réciter yüksek sesle okumak, şiir söylemek +al° ~ Lat recitare a.a. < Lat re+ citare çağırmak, yüksek sesle konuşmak |
|
resitatif |
~ Fr récitatif operada makamla konuşma < Fr réciter makamla söylemek +(t)iv° |
|
ressam |
~ Ar rassām رَسّام [#rsm faˁˁāl mesl.] resim yapan < Ar rasama رَسَمَ çizdi, işaretledi |
|
rest |
~ Fr reste [dev.] 1. geri kalan şey, artık, 2. pokerde bankada kalan paranın tümü < Fr rester geri durmak, geriye kalmak, artmak ~ Lat restāre a.a. < Lat re+ stāre, stat- durmak |
|
restitüsyon |
~ Fr réstitution geri koyma, iade etme < Lat restituere tekrar yerine koymak, eski haline iade etmek +(t)ion < Lat re+ statuere durdurmak, dikmek, kurmak |
|
restoran |
[ Abdülhak Hamid, Mektuplar, 1878] ~ Fr restaurant 1. canlandırıcı, güç veren, tonik [esk.], 2. lokanta < Fr restaurer onarmak, yenilemek +ent° → restore Not: Paris'te modern anlamda ilk restoran olan M. Boulanger lokantasında (1765) halka sunulan yemekler için kullanılan reklam sözünden alay yoluyla üretilmiştir. • İngilizcede 1875'lerden, Türkçede muhtemelen 20. yy başlarından itibaren öncelikle trenlerdeki yemek vagonları için kullanılmıştır. Türkiye'de "lokanta" anlamında kullanımı 1930'larda yaygınlaştı. 01.10.2017 |
|
restore |
~ Fr restaurer onarmak, yenilemek ~ Lat restaurāre (yıkılmış bir şeyi) yeniden ayağa kaldırmak < Lat re+ staurāre dikmek, ayağa kaldırmak << HAvr *steh₂-u-ró-s (*stāw-ró-s ) < HAvr *steh₂- (*stā-) durmak |
|
resul |
~ Ar rasūl رسول [#rsl faˁūl im.] elçi, haberci < Ar rasala رَسَلَ saldı, sarktı ≈ Aram rāşal/rəşel רשׁל sarkmak, salınmak |
|
reşit |
~ Ar raşīd رشيد [#rşd faˁīl sf.] doğru yolda olan, olgun < Ar raşada رَشَدَ doğru yola gitti |
|
reşo |
~ Fr réchaud küçük soba veya fırın < Fr re+ chaud sıcak << Lat calidus a.a. |
|
ret |
~ Ar radd ردّ [#rdd faˁl msd.] geri çevirme, geri gönderme, geri sürme, iade etme, def etme < Ar radda ردّ geri çevirdi |
|