safra1 |
~ Ar ṣafrāˀ صفراء [#ṣfr faˁlā sf. fem.] öd salgısı < Ar aṣfar أصفر [afˁal sf.] koyu sarı |
|
safra2 |
~ İt sabura gemilerde denge ağırlığı, balast ~ Lat saburra a.a. ≈ Lat sabulum kaba kum, çakıl taşı |
|
safran |
~ Ar zaˁfarān/ṣaˁfarān زعفران sarı boya veren soğanlı bitki, crocus sativus ~ OFa zar-paran «altın-tel», a.a. |
|
safsata |
~ Ar safṣaṭa(t) سفصطة [#sfṣṭ faˁlala(t) q. msd.] laf ebeliği, sofistlik ~ EYun sophistía σοφιστία a.a. < EYun sophistḗs σοφιστής sofist, laf ebesi +ia |
|
sağ |
<< ETü saġ 1. muteber, esen, salim (sıfat), 2. sağlık, esenlik (ad), 3. sağ el < ETü sa- saymak, itibar etmek +I(g) |
|
sağ|mak |
<< ETü saġ- süt sağmak ≈ Moğ saga- a.a. |
|
sağal|mak |
< ETü saġ +Al- |
|
sağanak |
< TTü sağna- fışkırtmak, püskürtmek +(g)Ak < ETü sağ- (süt) sağmak |
|
sağdıç |
<< ETü sağdıç düğünde güveyin sağında yürüyen kılavuz << ETü *sağduş (Kaynak: Doerfer sf. III§1216)§ ETü sağ + ETü tuş denk, yan, karşı (Kaynak: Kaş sf. ) |
|
sağduyu |
|
|
sağır |
<< OTü saŋır kulağı duymaz ≈? ETü sıŋar zayıf, güçsüz? |
|