salıncak |
<< OTü salġıncak/salıncak < OTü salın-/salın- +AcAk |
|
salih |
~ Ar ṣāliḥ صالح [#ṣlḥ fāˁil fa.] iyi, uygun, erdemli < Ar ṣalaḥa صَلَحَ uyum gösterdi |
|
salihatı nisvan |
~ Ar ṣāliḥātu'n-niswān صالحة النسوان erdemli kadınlar § Ar ṣāliḥa(t) صالحة [#ṣlh fāˁila(t) fa. fem.] iyi, erdemli + Ar niswān نسوان kadınlar |
|
salik |
~ Ar sālik سالك [#slk fāˁil fa.] yolcu, yola giden, (mec.) tarikat mensubu, mürit < Ar salaka سَلَكَ yola gitti, yolcu oldu |
|
salim |
~ Ar sālim سالم [#slm fāˁil fa.] sağlam, emin, güvenli < Ar salima سلم emin idi, güvendi |
|
salip |
[ Danişmend-Name, 1360] ~ Ar ṣalīb صليب [#ṣlb] haç, çarmıh ~ Aram ṣəlībā צְלִיבָא [#ṣlb] direk, haç < Aram ṣəlab צלב «dikmek», çarmıha germek, kazığa oturtmak → sulp Not: Süryanice sözcük Ar ṣulb "kazık, direk, belkemiği" eşdeğeridir. Bu maddeye gönderenler: çelebi 09.09.2017 |
|
salise |
~ Ar ṯāliṯa(t) ثالثة [#s̠ls̠ fāˁila(t) fa. fem.] üçüncü, üçüncül < Ar ṯalāṯa(t) ثلاثة üç |
|
salisilik |
~ Fr salicylique kimyada bir bileşik < Lat salix, salic- söğüt ağacı +ic° << HAvr *sal(i)k- söğüt |
|
salkım |
< ETü *salk- sarkmak, asılı olmak +Im < ETü sal- sarkıtmak, sallamak +ik° |
|
salla|mak |
< ETü sal- bırakmak, sarkıtmak, sallamak +lA- |
|
sallamasyon |
< TTü sallama palavra atma (argo) +(t)ion |
|