saltanat |
~ Ar salṭana(t) سلطنة [#slṭn faˁlala(t) q. msd.] hükümdarlık etme, iktidar < Ar sulṭān سلطان |
|
saltık |
< TTü salıt- salmak, azat etmek +Uk |
|
salto |
~ İt salto sıçrama, şahlanma << Lat saltum a.a. < Lat salire, salt- sıçramak, ani hareketle kalkmak << HAvr *sl̥i- a.a. |
|
salvia |
~ İng/Lat salvia adaçayı < Lat salūs sağlık << HAvr *solh₂-uHts (*sol-ūts) sağlık, selamet << HAvr *solh₂- (sol-) bütün, tam, kusursuz |
|
salvo |
~ İt salva 1. selam sözü, 2. selamlama veya korkutma amaçlı seri top atışı < İt salvo sağ, salim, esen, emin << Lat salvus a.a. << HAvr *solh₂-wós (*sol-wós) a.a. < HAvr *solh₂- (sol-) iyi olmak |
|
salya |
[ Hızır Paşa, Müntehab-ı Şifa, <1400] << TTü salyar tükürük ~ OYun sálion/salivári σάλιον/σαλιβάρι a.a. (Kaynak: DuCG sf. 2:1328)~ Lat saliua a.a. (Kaynak: EM sf. 590) Not: 19. yy'a dek TTü salyar ve yar biçimleri görülür. • İng saliva (a.a.) Latinceden alınmıştır. Benzer sözcükler: salyar Bu maddeye gönderenler: salyangoz 27.01.2018 |
|
salyangoz |
~ Yun sáliangas σάλιαγγας «salyalı», sümüklü böcek < Yun sálion σάλιον tükürük |
|
sam yeli |
< Ar sāmm سامّ [#smm fāˁil fa.] zehirleyen < Ar samma سمّ ilaçla tedavi etti, zehirledi (≈ Aram sam סַם ilaç, zehir ≈ Akad şammu ot, şifalı ot, ilaç ) |
|
saman1 |
<< ETü saman kesilerek kurutulmuş tahıl gövdesi |
|
saman2 |
~ Fa sāmān سامان servet, zenginlik |
|
samaryum |
~ YLat samarium bir element ☼ (İlk kullanım: 1879 Paul Émile Lecoq de Boisbaudran, Fr. kimyacı.) < öz Vassili E. Samarski Rus mühendis subay (1803-1870) +ium |
|