saltık |
< TTü salıt- salmak, azat etmek +Uk |
|
salto |
~ İt salto sıçrama, şahlanma << Lat saltum a.a. < Lat salire, salt- sıçramak, ani hareketle kalkmak << HAvr *sl̥i- a.a. |
|
salvia |
~ İng/Lat salvia adaçayı < Lat salūs sağlık << HAvr *solh₂-uHts (*sol-ūts) sağlık, selamet << HAvr *solh₂- (sol-) bütün, tam, kusursuz |
|
salvo |
~ İt salva 1. selam sözü, 2. selamlama veya korkutma amaçlı seri top atışı < İt salvo sağ, salim, esen, emin << Lat salvus a.a. << HAvr *solh₂-wós (*sol-wós) a.a. < HAvr *solh₂- (sol-) iyi olmak |
|
salya |
<< TTü salyar tükürük ~ OYun sálion/salivári σάλιον/σαλιβάρι a.a. (Kaynak: DuCG sf. 2:1328)~ Lat saliua a.a. (Kaynak: EM sf. 590) |
|
salyangoz |
[ Tıngır & Sinapian, Istılahat Lugati, 1892] ~ Yun sáliangas σάλιαγγας «salyalı», sümüklü böcek < Yun sálion σάλιον tükürük → salya 09.06.2015 |
|
sam yeli |
< Ar sāmm سامّ [#smm fāˁil fa.] zehirleyen < Ar samma سمّ ilaçla tedavi etti, zehirledi (≈ Aram sam סַם ilaç, zehir ≈ Akad şammu ot, şifalı ot, ilaç ) |
|
saman1 |
<< ETü saman kesilerek kurutulmuş tahıl gövdesi |
|
saman2 |
~ Fa sāmān سامان servet, zenginlik |
|
samaryum |
~ YLat samarium bir element ☼ (İlk kullanım: 1879 Paul Émile Lecoq de Boisbaudran, Fr. kimyacı.) < öz Vassili E. Samarski Rus mühendis subay (1803-1870) +ium |
|
samba |
~ Port (Brez) samba Brezilya'de zenci kökenli bir dans ~ Kikongo semba göbek? |
|