sanal |
< TTü san- +Al |
|
sanat |
~ Ar ṣanˁa(t) صنعة [#ṣnˁ faˁla(t) msd.] / Ar ṣanāˁa(t) صناعة [faˁāla(t) msd.] ustalık, hüner, imalat < Ar ṣanaˁa صنع at yetiştirdi, ustalık ve beceri gerektiren bir iş yaptı |
|
sanatoryum |
~ YLat sanatorium şifa evi < Lat sanare [f.] iyileştirmek, deva olmak, şifa vermek +(t)orium < Lat sanus sağlıklı |
|
sanayi |
~ Ar ṣanāˀiˁ صَنَايِع [#ṣnˁ faˁāˀil çoğ.] sanatlar, meslekler < Ar ṣanˁa(t) صنعة [t.] |
|
sancak |
<< OTü sançak mızrak, mızrağa takılan flama < ETü sanç- saplamak, (sivri bir şey) sokmak +(g)Ak |
|
sancı | ||
sandal1 |
(~ Ar ṣandal صندل [#ṣndl q.] 1. açık ayakkabı, 2. tabanı düz kayık ) ~ OYun sandálion σανδάλιον [küç.] 1. tahta veya kösele ayakkabı tabanı, nalın, açık ayakkabı, 2. tabanı düz kayık < EYun sándalon σάνδαλον a.a. +ion ≈ Aram sandal סנדל a.a. ≈ OFa sandal a.a. |
|
sandal2 |
~ Ar ṣandāl صندال [#ṣndl q.] Hindistan'da yetişen bir ağacın güzel kokulu tahtası ~ Sans çandana चन्दन a.a. |
|
sandalet |
~ Fr sandalette [küç.] hafif ve açık ayakkabı < Fr sandale +et° ~ Lat sandalum a.a. ~ EYun sándalon a.a. |
|
sandalye |
~ Yun sandália σανδάλια [çoğ.] < Yun sandálion σανδάλιον ahşap ayakkabı tabanı, ahşap seki, altı düz kayık |
|
sandık |
~ Ar ṣundūḳ/ṣandūḳ صندوق [#ṣndḳ q.] a.a. ~ Aram ṣəndūḳā צנדוקא a.a. ~ EYun synthḗkē συνθήκη 1. derleme, bir araya koyma, 2. sandık, dolap, depo < EYun syn+ títhemi, the- τίθεμι, θε- koymak |
|