savt |
~ Ar ṣawt صوت [#ṣwt faˁl msd.] bağırma, insan sadası, ses < Ar ṣāta صات bağırdı, ses etti |
|
savun|mak |
< TTü sav- def etmek +In- |
|
savur|mak |
<< ETü savur- (ekin) savurmak, saçmak < ETü *sav- göndermek +(g)Ur- |
|
savuş|mak |
< TTü sav- göndermek, uzaklaştırmak +Iş- |
|
sây |
~ Ar saˁy سعى [#sˁy faˁl msd.] emek, mesai < Ar saˁā سعى 1. yürüdü, zahmetle ilerledi, emekledi, 2. çaba gösterdi, çalıştı |
|
say|mak |
ETü: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] << ETü *sad- sayı saymak, takdir ve itibar etmek ≈ ETü sa- a.a. Not: Asli anlamı "düşünmek, itibar etmek" olmalıdır. "Sayı saymak" anlamı ikincildir. • En eski biçimin *saḏ- olması gerekir. Bu fiil 11. yy'dan önceki bir tarihte sat- ve sa- olmak üzere iki varyant doğurmuştur. • TTü sa- ve say- biçimleri 16. yy'a dek eş anlamlı olarak kullanılır. Damaksıllaşma /ḏ/ sesinden evrilmiş olabileceği gibi, sayu zarfından geri türemiş parazitik bir ek de olabilir. Benzer sözcükler: saydırmak, saydırmaca, sayılmak, sayım, saymaca, yerinde saymak Bu maddeye gönderenler: bilgisayar, sağ (sağal-, sağdıç, sağduyu, sağla-, sağlam, sağlıcak, sağlık), sakın- (sakınca), sakla- (saklambaç), san, san- (sanal, sanı, sanık), sat- (sataş-, satın), sayaç, saygı, saygın, sayı, sayıkla-, sayın, sayıştay, saylav, sayman, sayrı, varsay- 27.03.2015 |
|
saya |
< ? |
|
sayaç |
< TTü say- +(g)Aç |
|
saydam |
~ ÇTü saydam saf, som, bir tür şeffaf mermer < ? |
|
saye |
~ Fa sāye سايه gölge, (mec.) güçlü bir kişinin koruması << OFa sāyag gölge ≈ Ave asaya a.a. |
|
sayfa |
~ Ar ṣaḥīfa(t) صحيفة [#ṣḥf faˁīlā(t) sf. fem.] yazılı kâğıt veya papirüs, tomar, kitap |
|