segâh |
~ Fa se-gāh سهگاه üç-durak veya üçüncü durak, müzikte bir perde |
|
segman |
~ Fr segment mafsal, eklem, bölüm ~ Lat segmentum a.a. < Lat secare, sect- kesmek, bölmek +ment° << HAvr *sek- kesmek |
|
segment |
~ İng segment mafsal, eklem, kesim |
|
seğir|mek |
<< ETü sékri- sıçramak, hamle etmek < ETü sékiz uyanık, canlı +I- (Kaynak: Erdal sf. 2:480) |
|
seğmen |
~ Fa sagbān سگبان köpek bakıcısı |
|
seher |
[ Kutadgu Bilig, 1069] ~ Ar saḥar سَحَر [#sḥr faˁal ] gün ağarması, tan ≈ Aram şaḥar שַׁחַר a.a. ≈ Akad şēru a.a. Benzer sözcükler: alesseher Bu maddeye gönderenler: sahur 14.05.2015 |
|
sehiv |
~ Ar sahw سهو [#shw faˁl msd.] dikkatsizlikle yapılan hata, unutkanlık < Ar sahā dikkatsizlik veya unutkanlık yaptı |
|
sehpa |
~ Fa se-pāy سه پاى üçayak, tripod |
|
sek |
~ Fr sec kuru, su katılmamış << Lat siccus kuru << HAvr *sei̯k- suyu akmak |
|
sek|mek |
<< OTü sek- adım atmak, hoplamak |
|
sekans |
~ Fr séquence süre içinde peş peşe giden şeyler, dizi ~ Lat sequentia a.a. < Lat sequi, secut- izlemek, takip etmek, peşinden gelmek +entia << HAvr *sekʷ- izlemek, peşinden gitmek |
|