segment |
~ İng segment mafsal, eklem, kesim |
|
seğir|mek |
<< ETü sékri- sıçramak, hamle etmek < ETü sékiz uyanık, canlı +I- (Kaynak: Erdal sf. 2:480) |
|
seğmen |
~ Fa sagbān سگبان köpek bakıcısı |
|
seher |
~ Ar saḥar سَحَر [#sḥr faˁal ] gün ağarması, tan ≈ Aram şaḥar שַׁחַר a.a. ≈ Akad şēru a.a. |
|
sehiv |
~ Ar sahw سهو [#shw faˁl msd.] dikkatsizlikle yapılan hata, unutkanlık < Ar sahā dikkatsizlik veya unutkanlık yaptı |
|
sehpa | ||
sek |
~ Fr sec kuru, su katılmamış << Lat siccus kuru << HAvr *sei̯k- suyu akmak |
|
sek|mek |
<< OTü sek- adım atmak, hoplamak |
|
sekans |
~ Fr séquence süre içinde peş peşe giden şeyler, dizi ~ Lat sequentia a.a. < Lat sequi, secut- izlemek, takip etmek, peşinden gelmek +entia << HAvr *sekʷ- izlemek, peşinden gitmek |
|
sekant |
~ Fr sécante / Alm Sekant bir daireyi kesen açı ☼ (İlk kullanım: 1583 Thomas Fincke, Dan. matematikçi.) << Lat secans kesen < Lat secare kesmek, ayırmak +ent° |
|
sekban |
~ Fa sagbān سگبان köpek bakıcısı § Fa sag سگ köpek (≈ Sans śvaka श्वक «köpek-gibi», kurt << HAvr *ḱwóns a.a. ) + Fa bān بان bakan, güden |
|