sek |
~ Fr sec kuru, su katılmamış << Lat siccus kuru << HAvr *sei̯k- suyu akmak |
|
sek|mek |
<< OTü sek- adım atmak, hoplamak |
|
sekans |
~ Fr séquence süre içinde peş peşe giden şeyler, dizi ~ Lat sequentia a.a. < Lat sequi, secut- izlemek, takip etmek, peşinden gelmek +entia << HAvr *sekʷ- izlemek, peşinden gitmek |
|
sekant |
~ Fr sécante / Alm Sekant bir daireyi kesen açı ☼ (İlk kullanım: 1583 Thomas Fincke, Dan. matematikçi.) << Lat secans kesen < Lat secare kesmek, ayırmak +ent° |
|
sekban |
~ Fa sagbān سگبان köpek bakıcısı § Fa sag سگ köpek (≈ Sans śvaka श्वक «köpek-gibi», kurt << HAvr *ḱwóns a.a. ) + Fa bān بان bakan, güden |
|
sekel |
[ Dr. Esat Eğilmez, 1958] ~ Fr séquelle bir şeyin devamı veya izleyeni, tıpta bir hastalığın devamında görülen ikincil belirti ~ Lat sequela bir şeyin devamı, müteakip < Lat sequi izlemek → sekans 24.06.2015 |
|
sekene |
~ Ar sakana(t) سكنة [#skn faˁala(t) çoğ.] bir yerde oturanlar, sakinler < Ar sākin ساكن [t.] oturan |
|
seki1 |
<< ETü sekü ayaklık, basamak, banko |
|
seki2 |
<< TTü sekil at ayağındaki aklık < ? |
|
sekiz |
<< ETü sekiz/sekkiz 8 |
|
sekonder |
~ Fr secondaire ikincil, tali << Lat secundarius a.a. ~ Lat secundus «takip eden», ikinci +ari° < Lat sequi, sec- izlemek, takip etmek |
|