seküler |
~ İng secular 1. asra ait, 2. dine değil dünyaya ait, dünyevî ~ Lat saecularis a.a. < Lat saeculum 1. insan ömrü (arkaik), 2. nesil, kuşak, çağ, devir, asır +ari° << HAvr *sh₂ei̯-tlo-m (*sai̯-tlo-m) insan ömrü < HAvr *sh₂ei̯- (*sai̯-) |
|
sel |
~ Ar sayl سيل [#syl faˁl msd.] sel, su akıntısı < Ar sāla سال (su) aktı |
|
seladon |
~ Fr céladon griye çalan açık yeşil, bu renkte sırlanmış Çin seramiği < öz Céladon Fransız yazar d'Urfé'nin Astrée adlı romanında (1610) yeşil giysili karakter |
|
selam |
~ Ar salām سلام [#slm faˁāl msd.] 1. sağ ve sağlam olma, 2. sağlık, selamet, barış, güvenlik; selam sözü ≈ Aram şəlām/şalām שְׁלָם sağlık, selamet, güvenlik, barış; selam sözü ~ Akad şalāmu/şulmu a.a. ~ Sumer silim a.a. |
|
selamet |
~ Ar salāma(t) سلامة [#slm faˁāla(t) msd.] sağ ve salim olma, emin olma < Ar salima سلم emin idi, güvendi |
|
selase | ||
selatin |
~ Ar salāṭin سلاطن [#slṭn faˁālil q. çoğ.] sultanlar < Ar sulṭān سلطان |
|
selb |
~ Ar salb سلب [#slb faˁl msd.] zorla götürme, yerinden kaldırma < Ar salaba zorla götürdü |
|
sele1 |
~ Ar/Fa salla سلّة hasırdan örülmüş sepet ≈ Aram salā סלא a.a. ≈ Akad sellū a.a. |
|
sele2 |
~ Fr selle eyer, bisiklet oturağı << Lat sella eyer << Lat *sed-la < Lat sedere, sess- oturmak |
|
selef |
~ Ar salaf سلف [#slf faˁal ] 1. önceleme, eskiden olma, 2. öncekiler, eskiler ≈ Ar sālif سالف [fāˁil fa.] eski, önceki, geçmiş < Ar salufa سلف geçti |
|