selentere |
~ Fr coelentérés denizanası ve benzerlerini içeren hayvan grubu § EYun koîlos κοῖλος çukur, içi boş, kof + EYun énteron έντερον iç, iç organları |
|
selenyum |
~ YLat selenium bir element ☼ (İlk kullanım: 1817 Jöns Jakob Berzelius, İsv. kimyacı.) < EYun selḗnē σελήνη ay +ium |
|
self |
~ İng self kendi << Ger *selb- a.a. << HAvr *selbʰ- a.a. < HAvr *swé a.a. |
|
selfie |
~ İng selfie cep telefonunun reverse kamerasıyla çekilen fotoğraf < İng self kendi |
|
selim |
~ Ar salīm سليم [#slm faˁīl sf.] güvenilir, barışık, sağ, sağlıklı < Ar salima سلم emin idi, güvendi |
|
selofan |
[ Cumhuriyet - gazete, 1931] ~ marka Cellophane selülozdan elde edilen şeffaf madde ☼ (İlk kullanım: 1911 Jacques Brandenberger, İsviçr. kimyacı.) < Fr cellulose diaphane şeffaf selüloz 13.01.2018 |
|
seloteyp |
~ marka Sellotape saydam yapışkan bant markası ☼ (İlk kullanım: 1937 Colin Kininmonth ve George Gray, İng. mühendis.) § İng cellulose selüloz + İng tape bant |
|
selpak |
~ marka Selpak kağıt peçete markası ☼ (İlk kullanım: 1970 İpek Kâğıt, Eczacıbaşı grubu.) < TTü selüloz paket |
|
selsebil |
~ Ar salsabīl سلسبيل Kuran'a göre cennette bulunan pınar ~ Aram sil-şəbīl kanal yolu, Latince aquaeductus karşılığı § Aram sil סִל oluk, kanal, su yolu + Aram şəbīl שְׁבִיל yol |
|
selülit |
~ Fr cellulite ciltte yağ dokusu kabarcığı < Fr cellule hücre +itis ~ Lat cellula [küç.] odacık < Lat cella oda, hücre +ul° |
|
selüloz |
~ Fr cellulose canlılarda hücre duvarının hammaddesini oluşturan kimyasal madde ☼ (İlk kullanım: 1835 Anselme Payen, Fr. kimyacı.) < Lat cellula [küç.] hücrecik +ose < Lat cella hücre +ul° |
|