selfie |
~ İng selfie cep telefonunun reverse kamerasıyla çekilen fotoğraf < İng self kendi |
|
selim |
~ Ar salīm سليم [#slm faˁīl sf.] güvenilir, barışık, sağ, sağlıklı < Ar salima سلم emin idi, güvendi |
|
selofan |
~ marka Cellophane selülozdan elde edilen şeffaf madde ☼ (İlk kullanım: 1911 Jacques Brandenberger, İsviçr. kimyacı.) < Fr cellulose diaphane şeffaf selüloz |
|
seloteyp |
~ marka Sellotape saydam yapışkan bant markası ☼ (İlk kullanım: 1937 Colin Kininmonth ve George Gray, İng. mühendis.) § İng cellulose selüloz + İng tape bant |
|
selpak |
~ marka Selpak kağıt peçete markası ☼ (İlk kullanım: 1970 İpek Kâğıt, Eczacıbaşı grubu.) < TTü selüloz paket |
|
selsebil |
[ Aşık Paşa, Garib-name, 1330] ~ Ar salsabīl سلسبيل Kuran'a göre cennette bulunan pınar ~ Aram sil-şəbīl kanal yolu, Latince aquaeductus karşılığı § Aram sil סִל oluk, kanal, su yolu + Aram şəbīl שְׁבִיל yol Not: Kuran'da geçen sözcüğün özel ad mı sıfat mı olduğu Arap dilbilimcileri tarafından tartışılmıştır. Nöldeke sözcüğün Kuran müellifi tarafından uydurulduğunu savunur. 02.07.2015 |
|
selülit |
~ Fr cellulite ciltte yağ dokusu kabarcığı < Fr cellule hücre +itis ~ Lat cellula [küç.] odacık < Lat cella oda, hücre +ul° |
|
selüloz |
~ Fr cellulose canlılarda hücre duvarının hammaddesini oluşturan kimyasal madde ☼ (İlk kullanım: 1835 Anselme Payen, Fr. kimyacı.) < Lat cellula [küç.] hücrecik +ose < Lat cella hücre +ul° |
|
selva |
~ İsp selva tropik orman << Lat silva orman |
|
selvi |
~ Ar/Fa sarv سرو kozalaklı bir ağaç, cypressus ≈ Aram şarwīn/şarwaynā/şurbinnā שרוין a.a. ≈ Akad şurmēnu/şurˁīnu a.a. (Kaynak: CAD sf. 17.3 349-353) |
|
sema1 |
~ Ar samāˀ سماء [#smw faˁāl msd.] 1. üst, yüksek, en üstte olan, 2. çatı, tavan, ayakkabının üst kısmı vb. 3. gökyüzü < Ar samā سما yüksek idi, yükseldi, yüceldi |
|