seniye |
~ Ar sanīya(t) سنيّة [#snw faˁīla(t) fem.] < Ar sanī سني [faˁīl sf.] palak, muhteşem, yüce, hükümdarlar için kullanılan bir sıfat < Ar sanā سنا parladı, ışıdı, yüceldi |
|
senkop |
~ Fr syncope kesinti, gramerde bir hecenin yutulması, tıpta kısa süreli bilinç kaybı, müzikte aksak ritm ~ EYun synkópē συνκόπη kesinti < EYun syn+ koptō κοπτω kesmek (<< HAvr *(s)kop- a.a. ) |
|
senkretik |
~ Fr syncrétique zıt ilkelerin bir araya gelmesiyle oluşan, karma (özellikle din) ~ EYun synkrētikós συνκρητικός Girit kentlerinin oluşturduğu federasyona ilişkin < öz (EYun) syn+ Krḗta Kρήτα Girit +ic° |
|
senkromeç |
~ İng synchro-mesh farklı hızda dönen iki dişlinin hızını eşitleyen mekanizma |
|
senkronize |
~ Fr synchroniser < EYun synχrónos συνχρόνος eşzamanlı +ise- / İng synchronize eşzamanlı olmak, eşzamanlı kılmak < EYun syn+ χrónos χρόνος zaman |
|
sensor | ||
sent |
~ İng cent doların yüzde biri ~ Fr cent yüz << Lat centum a.a. |
|
sentaks |
~ Fr syntaxe, syntact- sözdizimi ~ EYun syntáksis συντάξις a.a. < EYun syn+ tássō, tag- τάσσω, ταγ- dizmek, düzenlemek +sis |
|
sentez |
~ Fr synthèse, synthet- bir araya getirme, bağdaştırma ~ EYun sýnthesis σύνθεσις birleştirme, bir araya koyma < EYun syn+ títhemi, the- τίθεμι, θε- koymak +sis |
|
senyör |
~ Fr seigneur bey, efendi, hazret << Lat senior [kıy.] daha yaşlı, çok yaşlı < Lat senex, sen- yaşlı, pir +ior |
|
separe |
~ Fr séparée [pp. fem.] restoranda ayrı oturma yeri ~ Lat separata [pp.] ayrılmış yer veya şey < Lat separare ayırmak +()t° < Lat se+ parare oluşturmak, yaratmak, yapmak |
|