sombrero |
~ İsp sombrero gölgelik, şemsiye, Meksika'ya özgü geniş kenarlı şapka < İsp sombra gölge << Lat umbra a.a. |
|
sommelier |
~ Fr sommelier 1. konaklarda alışveriş ve sofra işlerinden sorumlu hizmetkâr [esk.], 2. şarap garsonu << EFr sommerier yük hayvanlarına bakan kişi, beygirci < Fr sommier yük hayvanı, beygir +ari° |
|
somon |
~ Fr saumon tatlı ve tuzlu suda yaşayan bir balık, alabalık, salmo salar << Lat salmo a.a. |
|
somun1 |
~? Yun psomín ψωμίν ekmek, çörek (Kaynak: Räsänen V 427, Eren sf. 374.)<< EYun psōmós ψωμός lokma |
|
somun2 |
~ Fr saumon 1. alabalık, 2. kaba metal döküm parçası |
|
somurt|mak |
ETü: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] ≈ ETü sorıt- yüzünü asmak, buruşturmak < ETü sōr- emmek → soğur- Not: Onomatope yapısında olan somur, somurda- "homurdanmak, söylenmek" sözcüğü ile sorut- fiilinin kullanımda birleştiği düşünülebilir. • Anadolu ağızlarında halen "surat asmak, homurdanmak" anlamında sorut-, soğurdan-, sokurdan- biçimleri görülür. Dinç sf. 414-415. Benzer sözcükler: soğurdanmak, sokurdanmak, somurdak, somurtuk, sorutmak, sorutkan 31.07.2015 |
|
somut |
< TTü som yekpare, katıksız +Ut |
|
somye |
~ Fr sommier yatak taşıyıcısı, somye << OLat sagmarius yük hayvanı, beygir < EYun ságma σάγμα yük hayvanlarına mahsus semer +ari° |
|
son |
<< ETü soŋ bitim, nihayet, ayak topuğu (ad), sonra (edat) |
|
sonar |
~ İng sonar ses dalgalarıyla mesafe ölçen cihaz < Lat sonus ses |
|
sonat |
~ Fr sonate klasik Batı müziğinde bir form ~ İt sonata 1. seslendirme, dinleti [esk.], 2. a.a. < İt/Lat sonare seslendirmek +()t° |
|