stalagmit |
~ Fr stalagmite dikit ~ YLat stalagmitae a.a. ☼ (İlk kullanım: 1654 Olaus Wormius, Dan. bilim adamı.) < EYun stalágma σταλάμα damlama, damlanan +ite |
|
stalaktit |
~ Fr stalactite sarkıt ~ YLat stalactitae a.a. +ite ☼ (İlk kullanım: 1654 Olaus Wormius, Dan. bilim adamı.) < EYun stalaktós σταλακτός [pp.] damlayan +t° < EYun stalássō σταλάσσω, σταλαγ- damlamak, damlatmak |
|
stalk |
~ İng stalk sessiz ve gizli yürümek, avı izlemek << Ger *stalkojan [freq.] < Ger *stel- gizlice yapmak, uğrulamak |
|
stand |
~ İng stand durmak (fiil), duruş, pozisyon, pazarda bir satıcıya ayrılmış yer (ad) << Ger *standan durmak << HAvr *sth₂-n̥-dʰ- (*sta-n̥-dʰ-) < HAvr *steh₂- (*stā-) a.a. |
|
stand-by |
~ İng stand by yanında durma, yardım etme, destek olma § İng stand durma + İng by yanında, yakınında (edat) (<< Ger *bi a.a. << HAvr *h₁epi (*epi-) a.a. ) |
|
standart |
[ Hilali Ahmer (dergi), 1930] ~ İng standard 1. bayrak, flama, 2. norm olarak kullanılan ölçü, kıyas birimi ~ EFr estendard bayrak, flama [mod. étendard] ~ OLat *extendarium < Lat extendere, extens- açmak, yaymak, sermek < Lat e(x)+ tendere, tens- germek → tansiyon Benzer sözcükler: standardizasyon, standardize, standartlaşmak, standartlaştırmak 27.10.2013 |
|
star |
~ İng star 1. yıldız, 2. (mec.) ünlü sahne sanatçısı << Ger *sterron/*stern- yıldız << HAvr *h₂stḗr (*astḗr) a.a. |
|
start |
~ İng start başlamak (fiil), başlama, başlangıç (ad) << Ger *stertan ani ve sert hareket yapmak, seğirtmek << HAvr *(s)ter- sert, katı |
|
statik |
~ Fr statique 1. duran, durağan, 2. dengede kalma koşullarını inceleyen bilim dalı ~ EYun stātikós στατικός tartıya, dengeye veya sabit durmaya ilişkin < EYun stātós στατός [pp.] duran +ik° < EYun ʰistēmi, stā- ἵστημι, στα- durmak +t° << HAvr *steh₂- (*stā-) a.a. |
|
statü1 |
~ Fr status konum, durum, mevki; toplumsal konum, itibar ~ Lat status [pp.] durum, duruş < Lat stāre durmak +()t° < HAvr *steh₂- (*stā-) durmak |
|
statü2 |
~ Fr statut kararname, yasa ~ OLat statutus [pp.] a.a. < Lat statuere [den.] koymak, dikmek, vazetmek, özellikle yasa koymak +()t° < Lat status |
|