subret |
~ Fr soubrette |
|
subsonik |
~ İng subsonic «ses altı», ses hızının altında |
|
sucuk |
~ Fa zīcak/zīçak زيجك/زيچك bumbar dolması < Fa zīç زيچ germe, çekerek uzatma, şerit, kordon |
|
suç |
<< ETü suç bükülme, yönünden sapma, reddetme < ETü su- bükülmek, boyun eğmek +Iş |
|
sudoku |
~ Jap sudoku 數獨 bir sayı oyunu < Jap sūji wa dokushin ni kagiru sayılar tek olmalı |
|
sudur | ||
sufi |
~ Ar ṣūfī صوفى [#ṣwf nsb.] tarikat ehli, dindar kişi < EYun sophós σοφός bilge, usta, yüksek bilgiye sahip kimse +ī ≈ EYun sophía σοφία bilgelik |
|
sufle |
~ Fr soufflé [pp.] 1. üflenti, fısıltı, 2. çırpılmış yumurta akıyla kabartılmış tatlı < Fr souffler üflemek, fısıldamak +é << Lat sufflare a.a. < Lat sub+ flare, flat- a.a. |
|
suhulet |
~ Ar suhūla(t) سهولة [#shl fuˁūla(t) msd.] yumuşama, yumuşaklık, akıcılık, kolaylık < Ar sahala سهل yumuşadı, gevşedi, kolaylaştı |
|
suhunet |
~ Ar saχūna(t) سخونة [#sχn faˁūla(t) msd.] hararet, ısınma, kızgınlık < Ar saχuna سخن ısındı, kızdı |
|
suikast |
§ Ar sūˀ سؤ [#swA] kötülük, fenalık, habaset (< Ar sāˀa kötü idi, kötüleşti ) + Ar ḳaṣd قصد kasıt, maksat |
|