tabak1 |
~ Ar ṭabaḳ طبق [#ṭbḳ faˁal ] tava, tepsi, tencere kapağı ~ OFa tabak طبق tava, tepsi |
|
tabak2 |
~ Ar dabbāġ دبّاغ [#dbġ faˁˁāl mesl.] deri işleyen, sepici < Ar dabaġa دبغ sepiledi |
|
tabaka1 |
~ Ar ṭabaḳa(t) طبقة [#ṭbḳ faˁala(t) mr.] katman, düzlem, stratum < Ar ṭabaḳ طبق tepsi |
|
tabaka2 |
~ İsp tabaco tütün ~ Karib |
|
taban |
<< ETü taban ayağın altı, özellikle deve ve ayının ayak altı <<? ETü *tapan |
|
tabanca |
TTü: "tokat" [ Gülşehri, Mantıku't-Tayr, 1317] << TTü tabança el ayası, tokat < TTü taban ayak tabanı +çA → taban Not: Esasen "tokat" anlamına gelen sözcük 17. yy'da yeni icat edilen tetik mekanizması için kullanılmıştır. 10.06.2015 |
|
tabanvay |
§ TTü taban ayak + TTü tramvay kamu ulaşım aracı |
|
tabasbus |
~ Ar tabaṣbuṣ تبصبص [#bṣ tafaˁfuˁ q. II msd.] kuyruk sallama, yaltaklanma < onom baṣbaṣa بصبص (hayvan) kuyruk salladı |
|
tabela |
~ İt tabella levha, tabla, tepsi, masa << Lat tabella [küç.] levhacık < Lat tabula tablet, levha +ell° |
|
tabi |
~ Ar tābiˁ تابع [#tbˁ fāˁil fa.] birinin peşinden giden, bağımlı, uyruk < Ar tabaˁa تبع izledi |
|
tabiat |
~ Ar ṭabīˁa(t) طبيعة [#ṭbˁ faˁīlā(t) sf. fem.] yaradılış, karakter, irade ve eğitimden bağımsız olan şey < Ar ṭabaˁa طبع mühür ve damga bastı, damgaladı |
|