tekvin |
~ Ar takwīn تكوين [#kwn tafˁīl II msd.] 1. var etme, yaratma, 2. Tevrat'ın ilk kitabının adı (İng Genesis) < Ar kāna var idi |
|
tekzip |
~ Ar takḏīb تكذيب [#kḏb tafˁīl II msd.] yalanlama < Ar kaḏaba كذب yalan söyledi |
|
tel |
~? Erm tel թել iplik, sırma teli |
|
tela |
~ İt tela seyrek dokunmuş kumaş, kanaviçe << Lat tela dokuma, kumaş << HAvr *tetḱ-(dʰ)lo < HAvr *tetḱ- dokumak |
|
telaffuz |
~ Ar talaffuẓ تلفّظ [#lfẓ tafaˁˁul V msd.] söyleme, söyleyiş < Ar lafaẓa لفظ artiküle etti, söyledi |
|
telafi |
[ Meninski, Thesaurus, 1680] ~ Ar talāfī تلافى [#lfw tafāˁul VI msd.] bulma, sağlama, tedarik etme Not: Arapça fiilin basit kökü mevcut değildir. Arapçasından farklı olan Türkçe güncel anlamı, telāfi-i taksīrāt "eksikleri yerine getirme, kusurları giderme" deyiminden türemiştir. 12.08.2014 |
|
telakki |
~ Ar talaḳḳi تلقّٕ [#lḳy tafaˁˁul V msd.] kabul etme, bulma, karşılama < Ar laḳā لَقَا buluştu, karşılaştı |
|
telaş |
~ Ar talāşī تلاشى [#lşy tafāˁul VI msd.] dağılma, dağılarak yok olma |
|
tele+ |
~ Fr télé+ / İng tele+ [bileşik adlarda] uzak < EYun têlos τῆλος uzak << HAvr *kʷél-o-s < HAvr *kʷel-² çok eski, uzak |
|
telef |
~ Ar talaf تَلَف [#tlf faˁal msd.] ziyan olma, boşa gitme < Ar talifa تَلِفَ ziyan oldu |
|
teleferik |
~ Fr téléférique havada asılı kablo üzerinde hareket eden taşıt § EYun têlos τῆλος uzak + EYun phérō φέρω taşımak +ik° |
|