tezkiye |
~ Ar tazkiya(t) تزكية [#zkw tafˁila(t) II msd.] aklama, suçsuzluğuna tanık olma, haklı çıkarma < Ar zakā akladı, arıttı |
|
tezvirat |
~ Ar tazwīrāt تزويرات [#zwr çoğ.] fesatlıklar, hilecilik < Ar tazwīr [tafˁīl t.] fesat, sahtelik +āt < Ar zāra زار yamuk veya eğik idi, sahte idi, ikiyüzlülük yaptı |
|
tezyif |
~ Ar tazyīf تزييف [#zyf tafˁīl II msd.] sahte yapma, bozma, kalp para yapma < Ar zāfa sahte idi |
|
tezyin |
~ Ar tazyīn تزيين [#zyn tafˁīl II msd.] süsleme, bezeme < Ar zāna زان bezedi |
|
tezyit |
~ Ar tazyīd تزييد [#zyd tafˁīl II msd.] ziyade etme, artırma < Ar zāda زاد arttı |
|
think tank |
~ İng think tank düşünce kuruluşu § İng think düşünmek (<< Eİng thencan a.a. ~ Ger *thankjan saymak, sanmak, itibar etmek ) + İng tank su deposu |
|
thriller |
~ İng thriller heyecanlı aksiyon filmi < İng thrill 1. sivri bir şeyle delmek, 2. ani korku veya heyecan vermek +er << Eİng þýrel delme, saplama |
|
tıfıl |
~ Ar ṭifl طِفْل [#ṭfl fiˁl ] çocuk, yavru ≈ Aram ṭāphel טָפֵל [#ṭpl] taallukat, bağımlılar, evlat ve ayal |
|
tığ |
~ Fa tīġ تيغ temren, ok veya kılıç ucu, kılıç << OFa tīgr a.a. ≈ Ave tigra- 1. sivri uç, zirve, 2. ok (Kaynak: Barth sf. 651)<? HAvr *(s)tei̯g- saplamak, sivri bir şey sokmak |
|
tık |
: onom hafif darbe sesi |
|
tık|mak |
<< ETü tık- sıkarak doldurmak, sokmak |
|