tutku |
< TTü tut- +gU |
|
tutkun |
<< ETü tutġun esir, tutsak < ETü tut- +gIn |
|
tutmaç |
<< ETü tutmac doğranmış hamur yemeği, erişte <? ETü tut- +(A)mAç |
|
tutsak |
<< OTü tutsak esir < ETü tutuz- teslim etmek, tutması için birine bir şey vermek +(g)Ak < ETü tut- +Uz- |
|
tutucu |
< TTü tut- +çI |
|
tutuklu |
YTü: "mevkuf" [ Cumhuriyet - gazete, 1946] < TTü tut- +Uk → tut- Not: Sıfat olan TTü tutuk sözcüğüyle anlam bağı kurulamaz. Benzer sözcükler: tutuklamak, tutuklama, tutuklanmak, tutuksuz 23.09.2013 |
|
tutum |
< TTü tut- +Im |
|
tutuş|mak |
<< ETü tutuş- karşılıklı veya birlikte tutmak, kavgaya tutuşmak < ETü tut- +Iş- |
|
tutya |
~ Ar tūtiyāˀ توتياء çinko oksit minerali, rastık ~ Sans tutha çinko oksit veya bakır sülfit minerali, göztaşı |
|
tuval |
~ Fr toile 1. seyrek dokunmuş kumaş, bez, çul, 2. üzerine resim yapılan bez << Lat tela bez |
|
tuvalet |
~ Fr toilette [küç.] 1. kadın giyim ve donanımı (17. yy), 2. giyim ve makiyaj odası (18. yy), 3. hela (19. yy) < Fr toile bez, çul, giysi +et° |
|