ufal|mak |
< ETü uva- ezerek kırıntı haline getirmek +Al- |
|
UFO |
~ İng UFO [abb.] uçan daire < İng unidentified flying object «teşhis edilemeyen uçan cisim» |
|
ufuk |
~ Ar ufḳ اُفق [#Afḳ fuˁl ] uç, öte, dünyanın veya gökyüzünün ucu < Ar afaḳa aştı |
|
ufunet |
~ Ar ˁufūna(t) عفونة [#ˁfn fuˁūla(t) msd.] kokuşma, çürük su kokusu < Ar ˁafina عفن kokuştu, çürüdü |
|
uğra|mak |
<< ETü oġra-/uġra- 1. kast etmek, hedeflemek, saldırmak, 2. rast gelmek, denk gelmek < ETü uġur kasıt, fırsat +(g)A- |
|
uğrak | ||
uğraş |
< TTü uğra- yoluna çıkmak, çatmak +Iş |
|
uğraş|mak |
<< ETü uġraş- karşılıklı gelmek, rastlaşmak < ETü oġra-/uġra- rast gelmek +Iş- < ETü oğur denklik, tesadüf +(g)A- |
|
uğru |
<< ETü oġrı/uġrı hırsız ≈ ETü oġra-/uġra- kast etmek, saldırmak, fırsat olmak, denk gelmek |
|
uğul |
: onom pes perdeden vızıltı sesi, arı sesi |
|
uğur |
<< ETü oġur/uġur 1. kasıt, 2. fırsat, denklik, tesadüf, 3. (Oğuzca) rastlık, şans |
|