vaki |
~ Ar wāḳiˁ واقع [#wḳˁ fāˁil fa.] düşen, vuku bulan < Ar waḳaˁa وَقَعَ düştü, vuku buldu |
|
vakit |
~ Ar waḳt وقت [#wḳt faˁl ] zamanın belli bir noktası |
|
vaks |
~ İng wax balmumu, balmumuna benzer madde << Ger *waχsam balmumu << HAvr *woḱ-so- a.a. < HAvr *weg-1 örmek, dokumak |
|
vakum |
~ Lat vacuum [n.] boş şey, boşluk < Lat vacuus boş ≈ Lat vacare boşaltmak << HAvr *h₁uh₂-ko- (*ewa-ko-) < HAvr *h₁weh₂- (*ewā-) bırakmak, terketmek, boşaltmak |
|
vakur |
~ Ar waḳūr وقور [#wḳr fāˁūl sf.] vekar gösteren < Ar waḳura وَقُرَ |
|
vakvak | ||
valâ |
~ Fa vālā والا yüksek, yüce << Fa bālā بالا a.a. |
|
vale |
~ Fr valet 1. hizmetkâr, genç adam, 2. iskambilde genç adam resimli kâğıt << OLat vasselittus hizmetçi ~ Kelt *wasso- ast, uşak |
|
valf |
~ Fr valve açılır kapanır kapak ~ Lat valva kapı kanadı << HAvr *wĺ̥w-ā- < HAvr *welh₁-¹ (*wel-) dönmek, döndürmek |
|
vali |
~ Ar wāli والٍ [#wly fāˁil fa.] bakan, gözeten, yöneten, egemenlik yetkisini kullanan, idare eden < Ar walā وَلَا yakın idi, gözetti |
|
validatör |
~ İng validator geçerlileştirici, onaylayan kişi veya aygıt < İng validate [dev.] geçerli kılmak +or < İng valid geçerli ~ Lat validus a.a. < Lat valere muteber olmak, değerli olmak +id° |
|