vantrikül |
~ Fr ventricule kalbin bir bölümü, karıncık ~ Lat ventriculus [küç.] karıncık < Lat venter karın +icul° << HAvr *wend-tri- karın, rahim |
|
vantrilok |
~ Fr ventriloque karnından konuşan ~ Lat ventriloquus a.a. § Lat venter karın + Lat loqui konuşmak |
|
vantuz |
~ Fr ventouse emici, tedavi amacıyla kullanılan emici kap < OLat cucurbita ventosa «havalı hıyar», bir tıp gereci < Lat ventus rüzgâr, hava +os° |
|
vapur |
~ Fr bateau à vapeur buharlı gemi < Fr vapeur buhar << Lat vapor a.a. << HAvr *kʷap- < HAvr *kʷēp- tütmek |
|
var |
<< ETü bār sahip olunan, mülk (ad); var (yüklem) ≈? ETü bar- gitmek |
|
var|mak |
ETü: [ Orhun Yazıtları, 735] << ETü bar- gitmek Not: Esasen git- fiili ile eş anlamlı iken geç dönemde anlam ayrışmasına uğramıştır. Özgün anlamı kocaya varmak, varıp gitmek gibi deyimlerde korunur. Benzer sözcükler: farkına varmak, tümevarım, üstüne varmak, varan, vardırmak, varılmak, varış Bu maddeye gönderenler: barın-, barış- (barış), bark, parmak, var (varoluşçu, varsay-, varsıl), varagele, vargı 30.04.2015 |
|
varagele |
< TTü vara gele git gel |
|
varak |
~ Ar waraḳ ورق [#wrḳ faˁal ] bitki yaprağı, altın veya gümüş veya kâğıt yaprağı |
|
varaka |
~ Ar waraḳa(t) ورقة [#wrḳ faˁala(t) mr.] tek yaprak, belge |
|
varan |
~ Fr varane Mısır'a özgü dev kertenkele, varanus niloticus ~ YLat varanus a.a. ☼ (İlk kullanım: 1820 Blasius Merrem (1761-1924), Alm. zoolog.) ~ Ar waral/waran ورل/ورن [#wrl] a.a. |
|
vardakosta |
~ İt guardacosta sahil koruma § İt guardia koruma, nöbet tutma + İt costa kenar, kıyı |
|