varsıl |
< TTü var +sIl |
|
varta |
~ Ar warṭa(t) ورطة [#wrṭ faˁla(t) msd.] uçurum, (mec.) bela, badire ~ EYun bárathron βάραθρον uçurum, özellikle Atina'da ölüm mahkûmlarının atıldığı bayır, mec. bela, felaket |
|
varyant |
~ Fr variante bir şeyin normalden sapan biçimi ~ Lat varians değişmek, değiştirmek ~ Lat variare değiştirmek, farklı kılmak, çeşitlendirmek +ent° << HAvr *wer-3 dönmek, döndürmek |
|
varyasyon |
~ Fr variation değiştirme, değişim, değişkenlik ~ Lat variatio a.a. < Lat variare değiştirmek +(t)ion |
|
varyete |
~ Fr variété çeşitleme, çeşitli parçalardan oluşan müzikli gösteri ~ Lat varietas a.a. < Lat variare değiştirmek, çeşitlemek +itas |
|
vasat |
[ Hoca Sa'deddin Ef., Tacü't-Tevârih, 1574] ~ Ar wasaṭ وسط [#wsṭ faˁal ] iki şeyin ortası, meyan (ad) Not: Türkçede (vasat adam gibi) sıfat olarak kullanımına 20. yy ortalarından önce rastlanmaz. Benzer sözcükler: vasati 04.10.2017 |
|
vasektomi |
~ Fr vaséctomie meni kanallarının kesilmesi § Lat vas damar, kanal + EYun ektémnō, ektom- εκτέμνω, εκτομ- kesip çıkarma (< EYun ek+ témnō, tom- τέμνω, τομ- kesmek ) |
|
vasıf |
~ Ar waṣf وَصْف [#wṣf faˁl msd.] niteleme, nitelik < Ar waṣafa وَصَفَ niteledi |
|
vasıl |
~ Ar wāṣil واصل [#wṣl fāˁil fa.] ulaşan, kavuşan < Ar waṣala وَصَلَ ulaştı, kavuştu |
|
vasıta |
~ Ar wāsiṭa(t) واسِطة [#wsṭ fāˁila(t) fa. fem.] arada olan şey, aracı, araç < Ar wasaṭa وَسَطَ arada idi, araya girdi |
|
vasi1 |
~ Ar waṣiy وَصِىّ [#wṣy faˁîl sf.] görevlendirilmiş kimse, İslam hukukunda vasiyetle tayin edilen sorumlu < Ar waṣā وَصا öğütledi, ısmarladı |
|